3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1524
Okunma

Geçmiş önümüzde yazılı bir kitap gibi açık mıdır?Hayır,değildir.O bildiğimiz,her anını yaşadığımız geçmiş bile bizim için yabancıdır.Öylesine uzak ve başkalaşmış.Adeta bir yabancıymışcasına başkalaşmış.
_Lütfen başkalaşma,dedi Nazlı usulca.
Bitkin hissediyordu O yanında olmayınca.Bazı anları hapsediyorduk içimizde.Ve hep aynı kalsın istiyorduk.Nazlı da böyle yapmıştı.Fakat şu son günlerinde aklına daha çok gelir olmuştu.Aradan yıllar geçmişti ama hala içinde o umut,o sevda düşkünlüğü duruyordu.Öyle çok düşünür olmuştu ki son zamanlarda.Telefonu çaldı.Kalbi öyle hızlı çarptı ki.O aradığında çalardı bu şarkı sadece.Tam da Onu böyle içten düşünürken araması bir tesadüf olabilir miydi?
_Alo,dedi.
Nazlı hiç efendim demezdi.Hep alo derdi.
_Merhabaaaaa,dedi adam.Nasılsın tatlım?
Nazlı şaşırdı.Tatlım sözünü Onun ağzından duymayalı ne çok zaman geçmişti.Neşelendi.Hayat ne garip şeydi.Bir dakika önce mutsuz ve üzgünken şimdi adamın coşkun sesiyle O da neşelenmişti.
_İyiyim tatlım,dedi.
Güldüler.
_Çok düşünüyorum şu sıralar seni,dedi.Yoksa bana büyü mü yapıyorsun?
_Ben de seni çok düşünüyorum.Eğer bu büyüyse,ondandır,dedi Nazlı.
_Neden birbirimizi görmüyoruz o halde,dedi adam.
_Neden,diye sordu Nazlı.
Sonra ekledi:
_Ben olsam hemen gelirdim...
Bir saat sonra kapıda sarıldıklarında,Nazlı adamın göğsüne başını yaslayıp o tanıdık kokuyu içine çektiğinde hatırladı herşeyi saçlarını okşarken tıpkı eskiden olduğu gibi adam.İşte şimdi tam da o ilk andaydılar.Bu an geçmişle kucaklaşmıştı.Bu an gelecekle kucaklaşmıştı.Herşey içiçe geçiverirken dudakları birleşti.
_Ben bu tadı biliyorum,diye düşündüler aynı anda.