3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
700
Okunma

Son zamanlarda denizin tuzu misal, duygularımız hissiz sanıyorum. Samimiyetimiz bile samimiyetsiz...
Ben insanlara maske takmayı sevmiyorum. Ama her sabah elimde, bir gülücükle çıkıyorum kapı önüne.. Ne kadar yalan halbuki, ne kadar çaresiz sûretim!
İsteyerek olmuyor bu. İstemediğim şeyi uzuvlarım istekle yapmaz benim. İstek ikinci planda kalıyorsa, mecburiyetler öne çıkanlar arasında yer alıyor ve ben dost, arkadaş, sevgili...
Gözüme bir gölgenin dahi değiyor olmasına tahammül edemiyorum.
Neden böyle? Neden ayak izlerim yarından bugüne yürüyor. Neden sabrın öte tarafına yürüdüm ve neden gölgem dahil bütün uzuvlarımı yürüdüğüm öteye sürüklüyorum.
Bilmiyorum!
Bilemiyorum...
Kazıdığım aklım, dünün öncesinden bugünün şimdisine kafa yoruyor. Kalbim, sevdiği şeylerden aslında ne denli nefret ettiğini anlatıyor bana oturmuş..
Ben aslında sevgiye dair, hiçbir şey hissetmediğimi farkediyorum.
Sabır eşiğini atlarsan, nefrete boğuluyormuşsun..
Sonra yürüyorum. Karşım ateş, kıpkırmızı..
Geçmişim aydınlığını söndürüyor tüm alevlerin!
Alev artık bana ateşten, ateş artık bana acıdan başka bir şey anlatmıyor ya, "sabır" diyorlar; "O ne?" diyorum..
"O ne?"
Tövbe diyorlar..
Şeytan yokluyor yüreğini..
Tövbe de!
Şu tövbe de olmasa...
Asena Gülsüm Güneş