2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1194
Okunma
Şu an caddede arabalar gidiyor yan yana.
Az önce sokakta insanlar yürüyordu yan yana.
Apartmanlarımız yan yana.
Daireler var yan yana.
Evde/evimizde insanlar oturmuşlar yan yana.
Kısaca "yan yana"lık var ama kalabalıklar içinde de yalnızlık/yalnızlıklar.
...........................
Yıllar önce,bir seminerde,öğretmenlere sormuştum:
-Sizce öğretmen,öğrencileriyle iç içe mi olmalı,yoksa yan yana mı diye.
Büyük bir kısmının cevabı da "yan yana" oldu.
Birer kağıt,kalem çıkarmalarını istedim.
Çıkardılar da.
Sonra şu üç "kelimeyi" kağıda "yan yana" yazmalarını istedim: Bir çuval un,bir kalıp sabun,
bir şeker kamışı.
Yazdılar ve sordum:
-Bakın bakalım yan yana yazdığımız bu üç kelimenin bir anlamı var mı?
Hep birlikte,
-Yok,dediler.
Ama eğer,Halil Cibran’ın "Üç Armağan" adlı hikayesindeki gibi,bu üç kavramı "iç içe"geçirirsek/geçirebilirsek "anlamlı" hale gelirler diye devam ettim.
Şöyle diyordu Halil Cibran:
-Bir zamanlar bir şehirde halkın çok sevdiği ve saydığı bir prens yaşarmış.
Ama bu prense öfke dolu yoksul bir adam da bu şehirde yaşar,dilini de sürekli sövmek için kullanırmış.
Prens bunu bilir ama sabredermiş.
Bir kış gecesi,prensin hizmetkârlarından biri adamın kapısını çalıp,"bir çuval un,bir kalıp sabun ve bir şeker kamışı" getirmiş...
Adam buna çok sevinmiş ve "bunları" sus payı sanmış.
Sonra gidip,piskoposa anlatmış:"Görüyor musunuz,prensin benim hatırıma ne kadar ihtiyacı var?"
Ama piskopos,"Senin prensin ne kadar akıllı,sen ne kadar az anlıyorsun.O simgelerle anlatıyor.Un boş miden için,sabun kirli tenin için,şeker de acı dilini tatlandırman için."demiş.
Sonra adam bir anda kendinden utanır hale gelmiş ve dili de lal olmuş!
................
Yukarda anlatmaya çalıştığım gibi,"yan yanalık" sadece bir duruş veya konumdur.İnsanı "anlamak" için geçerli ya da yeterli bir yol/yordam değildir.
Ben "iç içe"olmanın önemine inanırım çok.Bırakalım "meslekleri",ailede,karı koca ilişkilerinde dahi "iç içelik "önemlidir.
Yan yanalık biraz "yabancılaşma" gibi gelir bana.Ve yüzeyselliktir.
Adına,ister "duygudaşlık",ister "empatik olma" ya da isterse eskilerin dediğince "hemhâl" olmak diyelim "iç içeliktir" esas olan.Ya da Kürtçedeki gibi "Ez ji tu me" diyebilmektir:Ben de senim!
Yan yanalığı matematikteki "birleşim kümesi" gibi düşünürsek,"iç içelik" ise "kesişim kümesine" denk gelir.Yani özelliklerimizin toplamı değil,ortak özelliklerin/yargıların/değerlerin "buluşmasıdır" önemli olan.