Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Ali ÖZKANLI
Ali ÖZKANLI

İNSANİ İLİŞKİLERDE ÖLÇÜ NASIL OLMALI?

Yorum

İNSANİ İLİŞKİLERDE ÖLÇÜ NASIL OLMALI?

10

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

7556

Okunma

İNSANİ İLİŞKİLERDE ÖLÇÜ NASIL OLMALI?


İçi ile dışı farklı olan insanlar stres içindedir. İkiyüzlü olmak sağlıksız bir kişilik özelliğidir. İç huzuru olan bir insan kendisi ve çevresiyle barışık yaşar. Güvensiz toplumlarda stres daha çok görülür. Anne-baba çocuğuna, çocuk anne babaya, öğretmen öğrencisine, öğrenci de öğretmenine güven duymaz. Sadi ŞİRAZİ: “İnsanlarla ilişkilerin ateşle ilişkin gibi olsun, çok uzaklaşırsan donar, çok yaklaşırsan yanarsın.” diyor. Öyleyse insanlarla ilişkilerimizin düzeyli ve dengeli olması gerekir.

İnsanoğlu hem ait olmak, hem de bağımsız olmak ister. Birey olmak ve ait olmak ihtiyacı ne kadar dengeli ise, kişiler de o derece enerjik ve mutludur. Bağımsız hareket edemeyen insan mutsuzdur. Toplumlardan ayrı kalmış insanlarında mutlu olamadıklarını biliyoruz.
İnsanoğlu çevresinden hem saygı görmek hem de kendisine değer verilmesini ister. Çocuğun gelişmesinde ona verilen değer çok önemlidir. Çocukla göz göze gelmek için aynı hizaya inerek konuşmak, yürürken onun yürüyüşüne göre yürümek ona değer verdiğimizi gösterir. Bunu gören çocuk ta mutlu olur. Çocuklara sen varsın ve bizim için çok değerlisin mesajı verilirse çocukların kendine güveni artar. İnsanlar birbirine değer verdikleri zaman iletişim başlamış olur.

Sorumluluk nedir? Sorusuna, kişinin kendisini hesap vermeye hazır hissetmesi halidir diyebiliriz. Bir anne-baba çocuğunun yetişmesinden tutunda kişiliği, yaptıkları ve yapamadıkları hakkında hesap verebiliyorsa bu anne-babaya sorululuğunu anlamış ve kavramış diyebiliriz. İnsanın kendi kendine hesap verebilmesi hem kendisi, hem ailesi, hem de toplum için yararlıdır.

Sorumluluk, öğrenme ile oluşur. Çocuk olduğu gibi kabul edilerek, yargılanmadan büyütülürse kendini kabul eder. Çocuğun hoşuna gidecek örneğin; “Yanıma gel canım, bu gün seni çok daha güzel gördüm, gel seni bir öpeyim” denmesi onu mutlu eder.
Çocuk evde kendisine değer verildiğini hisseder. Böyle çocuklar atak ve girişken olur. Eleştirilen, azarlanan çocuk ise güvensiz ve mutsuz olur.

Değerliyim duygusuyla yetiştirilen çocuklarda aşağılık duygusu oluşmaz. Öğretmen bütün öğrencilerin öğretmenidir. Birine karşı gösterdiği davranışı diğer öğrencilerine de göstermesi gerekir. Sadece bir öğrencisiyle yakından ilgilenip hal hatır sorması diğer öğrencileri üzer, onlarda aynı davranışın kendilerine yapılmasını ister. Velilerin de öğretmenin kendisini değerli görmesi için, öğretmenle iyi ilişkiler içerisinde olup, çalışmalarını takdir edip desteklemesi gerekir. İnsanın kendine duyduğu öz güven başarısını artırır. Akıllı insan kendini hesaba çeker, yaptığı yanlışlardan dersler çıkarır.
Sevilmek, çocuğun gelişimi için en temel bir gıdadır. Sevilen bir çocuk iyi yetiştirilen bir çiçek gibi gelişir. Sevilmeyen çocuk, bakımsız çiçek gibi solar kurur. Çocuk sevildiğini iki şeyde arar. Birinci olarak “Annem-babam beni özlüyor mu? İkinci olarak ta “Annem babam benimle zamanını paylaşır mı? Çocuklar oynamak konuşmak ve ilgi görmek ister. Baba eve yorgun da gelse annenin işi de olsa çocuğunu dinlemeli ona zaman ayırıp konuşmalıdır.

Okuldan gelen çocuğunuza; “ Dersine çalıştın mı? Ödevlerini yaptın mı?” yerine, “Bu gün okulda neler yaptın? Anlat bakalım” demeliyiz. Çocuğumuzla günde en az on beş dakikamızı, hafta sonunda da birkaç saati birlikte geçirmeliyiz. Sevgi tüm kapıları açar.
Öğretmenin sınıfa güler yüzle girerek, günaydın çocuklar! Nasılsınız, iyi misiniz? Diye sorması, derse başlamadan güncel olayları değerlendirmesi önemlidir. Öğretmenin bilgi vermekten daha çok öğrencilerini tanıyarak, onların iç dünyalarına hitap etmesi gerekir. Eğitimin gerçek amacı da budur.

Dinleme en önemli iletişim aracıdır. İnsanlar birbirini dinlerken kendilerini bulur, kim olduklarını anlarlar. Onun için gerek ailede, gerekse okulda çocuğun dinlenmesi gerekir. Bu sayede de çocuk gelişmiş olur. Dinlenilmeyen çocuk aileden kopar, kötü arkadaş edinerek yanlış ve pis işler sonucu suç işler. Gençlerini dinlemeyen toplum ancak suç işledikleri zaman onları görür. Bu yüzden de hapishaneler, sokaklar, köprü altları tinerci, balici ve kapkaççılarla doludur.

Kötüye gitmek kolaydır. İyiye gitmek, iyi insan olmak, hayırlı işler yapmak, çalışmak ve azim ister. Sevgi bir yaşamdır, sevgi bir insanın olabileceğinin en iyisi olması, gelişmeye, mutluluğa kendisini adamasıdır. İnsan özünün onurlandırılmadığı yerde sevgi yoktur, insanı insan yapan kalbindeki sevgidir. Sevgi insan onurunu yüceltir, geliştirir.

Yaptığımız işi önemsemeli, severek yapmalıyız ki, başarılı olalım. Öğretmen olmaya karar verecek kişi, niçin öğretmen olmak istediğini, nasıl öğretmenlik yapmak istediğini, öğretmenlikle neleri gerçekleştirmek istediğini düşünmeli, araştırıp karar vermeli, karar verdikten sonra da şikâyet etmeden kolları sıvayıp var gücüyle çalışmalıdır.

Öğretmenin öğrencisinin aklını doyurması yetmiyor, onun ruhunu da doyurması gerekiyor. Öğretmen affedici olmalı, bunu sadece dil ile değil, davranışlarıyla da göstermelidir. Gönülden affetmek gönül zenginliği ister, gönülden affedenler gönül yolcusu olup, gönlünün sesini dinleyenlerdir. Bunları yapabilen öğretmenler yıllar geçse de öğrencilerinin gönlünde çok güzel anılarla kalıyor ve hatırlanıyorlar.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
İnsani ilişkilerde ölçü nasıl olmalı? Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz İnsani ilişkilerde ölçü nasıl olmalı? yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İNSANİ İLİŞKİLERDE ÖLÇÜ NASIL OLMALI? yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
kadircetin
kadircetin, @kadircetin
7.6.2008 03:02:36
Hocam ne güzel yazı ne güzel tavsiyeler... altından daha değerli kıymet bilebilirsek... emeğinize, yüreğinize sağlık... selam ve dualar daim
Olgun Ekinci
Olgun Ekinci, @olgunekinci
17.1.2008 17:44:51
Öğretsel bir yazıydı ve sitede bu tür yazıların çoğalması sevindirici diye düşünüyorum...

Yazarını emeği ve üretimi nedeniyle kutlarım..

Sevgiyle..
Zübeyde Gökbulut, @zubeydegkbulut
17.1.2008 13:14:30
İŞTE BİR EĞİTİMCİNİN YÜREĞİNDEN DİLİNE DÖKÜLENLER.
KUTLADIM DUYARLI YÜREĞİNİZİ. ELİNİZE EMEĞİNİZE SAĞLIK.
SAYGILAR.
cam güzeli
cam güzeli, @camguzeli
17.1.2008 09:34:08

Öğretmenin öğrencisinin aklını doyurması yetmiyor, onun ruhunu da doyurması gerekiyor.
Söylediklerinize baştan sona katılıyorum.
Zekeriya EFİLOĞLU
Zekeriya EFİLOĞLU, @zekeriyaefiloglu
17.1.2008 08:04:17
Bu tarz yazılarda aranılan en önemli özllik akıcı olması ve üslubunun sade olmasıdır.Bu yazıda ikisi de mevcut.Hayta dersleri içeren yazıların taliplileri her ne kadar olmasa da biz ısrarla bu tarz yazılar yazmaya devam etmeliyiz....

YÜREKTEN ALKIŞLARIM
pelin
pelin, @pelin35
16.1.2008 22:25:01
10 puan verdi
Anlamlı bir yazıydı, ellerinize sağlık...
ugurozaltin
ugurozaltin, @ugurozaltin
16.1.2008 19:36:54
Güzel bir yazı zevkle okudum.
SinanKARAKAŞ
SinanKARAKAŞ, @sinankarakas
16.1.2008 19:06:39
10 puan verdi
Kötüye gitmek kolaydır. İyiye gitmek, iyi insan olmak, hayırlı işler yapmak, çalışmak ve azim ister. Sevgi bir yaşamdır, sevgi bir insanın olabileceğinin en iyisi olması, gelişmeye, mutluluğa kendisini adamasıdır. İnsan özünün onurlandırılmadığı yerde sevgi yoktur, insanı insan yapan kalbindeki sevgidir. Sevgi insan onurunu yüceltir, geliştirir.
DEĞERLİ KARDEŞİM YALNIZ ÖĞRETMEN ADAYLARINA DEĞİL,AKİL BALİĞ OLMUŞ HER İNSANA HİTAPETMİŞSİNİZ. EĞİTİM HAYATIMIZIN EN KÜÇÜK NOKTASINA KADAR ETKİ EDEN ÖNEMLİ BİR OLGUDUR.TEŞEKKÜRLER SAYGILAR
MENEKŞELER
MENEKŞELER, @menekseler
16.1.2008 18:00:35
8 puan verdi
Bilgilendirici güzel bir yazıydı.
beyzade
beyzade, @beyzade
16.1.2008 17:16:59
akıcı ve içerikçe zengin bilgiler sunan emeğinizden dolayı teşekkür ederim.
kaleminiz daim olsun efendim.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL