2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1729
Okunma

Gün sabahında tane tane yağıyordun. Kapkara yerleri, yolları beyazlarla süslemek sana yakışıyordu. Ey kar sen ve sevdam gideli ne kadar oldu? Kaç gün geçti, kaç hafta? Sayamadım. Bana yüzyıllar geçmiş gibi geliyor. Son anda sen giderken eridiğinin suyunu sevdam giderken gözlerinin buğusunu bıraktı. Şimdi sis içinde bütün dünya. Çiçekler gözyaşlarını içti. Ben onları ne kırağı ne çiy sandım. Oysa hepsi benim duygularımla ıslak.
Sevgilim özlüyorum seni. Sen gideli bir balta indi, içimden bir ağaç köküyle devrildi. Gözlerimin dalgınlığından belli değil mi, içim kanıyor. Özlem bir bulut gibi sarıyor beni, kuşatıyor. Seni sevmek bir sonsuzluk gibi büyüyor içimde. Haftanın her gününe, geçen her saate senin adını verdim. Senin adınla başlıyor günler ve haftalar sen varsın içinde geçip gitse de giden zaman.
Özlem kar taneleri gibi yağıyor üstüme. Uzattığım ellerime değen zerrecikler yüreğime vuruyor. Gecenin karanlığında bir başınayım. Uykularım bölük pörçük. Bütün rüyalarımda sen varsın. Gözlerim kapanır kapanmaz gözlerin yaklaşıyor. Sonra bir rüzgâr alıp seni, benden uzaklara götürüyor.
Geceler boyu sabahlayıp uğruna, boşluğa düştüğüm sevdiğim, bir tanem, gözbebeğim.. Yüreğimden mühürlendim sana.. Şiirler havalanıyor kuşlar gibi, şarkılar ağlıyor yokluğuna. Sevgilim hayatı sende buldum. Her kar tanesi gibi avuçlarımda eriyerek bedenime sızıyorsun.
Bir karlı günde gittin. Yoksun, ben tek başımayım. Bu nasıl özlemdir, kendi gövdem ateşten bir gömlek. Olsaydın bu kar soğuk da ısınırdık. Ancak yoksun. Kim bilir belki bir kar yağışında değil, bir ilkbahar güzelliğinde yine bakışırız. Göz göze. Öyle garip bir his ki bu, yokluğunla gitgide gerçeklerimin içinde yerleşmiş olmana şaşıyorum. En az ben inanıyordum böyle olabilme ihtimaline. Belki de ondandır bunca şaşkınlık?! Çünkü beklentisiz sevmek hem hayal kurarak hem de hayal kurmadan kendi içimde taşıdığım sessiz sevdalı bir sırdır bu. Kim bilebilir belki de sen ve ben kendimizden daha çok bu sırrı seviyoruz.
Bedri Demirpençe