Biraz rahatsızım...

Kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Galiba amansız bir hastalığa yakalandım ve galiba günlerim de sayılı. Bu sebeple hiç üzülmemem gerektiğini söylüyor söylemesi gerekenler. Yani dalından koparılmış bir çiçek görürsem, Güneşi çalınmış karanlık bir gökyüzüne bakarsam, Anasız kuzulara anaç bakan kuzusuz bir anaya rastlarsam, bir yalnız serçecik süzülüp de yanımdan koca gökyüzünü yaşlılar yurdunun puslu penceresine hapsetmiş bir ninenin gri düşlerine konarsa ve çilekeş ömürlü ninesiyle yalnızlığını paylaşırken kendini bilmez bir kedi sırf oyun olsun diye onu kaçırırsa, bir yağmur damlası yere düşerse, bir karınca o damlada boğulursa, moralim hemen bozulabilir ve oracıkta ölebilirim...

Kısacası misafirliğin sırası değil taktir edersiniz. En iyisi siz şimdi gidin, bir kaç asır sonra gelirsiniz. Zira gökkuşağımı benden çalmaya gelmek için yanlış bir mevsim seçtiniz. Çiçeğinizi ve tatlınızı da götürün giderken. Çünkü ben çiçeği dalında severim, dalını da ait olduğu kökde.

Dedim ya biraz rahatsızım bu gün, rahatsızlığım taa derinlerde. Sanırım bir çiçeği gözünden bile sakınarak büyüttükten sonra en mis kokulu zamanında dalından koparılmaması için çabalamakla renk bulan bu renksiz hayat artık beni tüketti. Dedim ya bu gün hiç iyi değilim... Israrlara dayanamayarak doktora gidip muayene oldum, ona bu rahatsızlığın sebebini sordum. Steteskopunu masaya bırakarak derin bir nefes aldı, boğazını temizledikten sonra kelimelerini itinayla seçerek umutsuz bakışlarla cevap verdi. İsmail bey yapılan tetkikler sonucu ortaya çıkan sonuç şöyle; kız babasısınız...



İSMAİL BOYRAZ