Kâinatta hiçbir hareket yok ki, Yüce Allah’ın izni olmasın…

Düşünüyorum da kimsenin başına gelmeyen kazâ- belâ, vakti- saati gelmeden O’na ibret olmuyor!... ya da görmezlikten gelmeyi mârifet sayıyor.

Kime, ne desek ki; korkup ürperse… Trafikten mi, siyâsetten mi, helâl- haramdan mı, hak etmediği şan- şöhretten mi, Güçlünün mazluma ettiği eziyetten mi, bahsedeyim… dahası da var ya.

Kişi, kendi vicdânının elvermediğini; kimsenin görmediği yerde, Allah’ın O’nu gördüğüne inanarak o işten geri durması gerekmez mi?...
Bir kültür arkadaşımın dediği gibi: “Kadir Bey, terbiye öyle bir şeydir ki; karanlıkta da esneseniz, eliniz ağzınızı kapatmaya gider(O.K.).”

Sözü uzatmanın ne anlamı var… anlayana, bu kadarı fazla gelir.

İnce bir mesaj bırakarak huzûrunuzdan Saygı ile ayrılayım: Çocuklarımız tarafından hergün, yirmidört saat tâkip ediliyoruz… hakkımızı o’nlar verecek.

“Aslını inkâr edenin, nesli haramdır” diye hatırlatırsam darılmayınız.


Kadir Yeter. kadiryeter
12.02.2012- Merkez İlçe- TRABZON.