Şimdilerde kafam biraz dağınık.Bilirsiniz ayrıntılardır benim en çok vurgulamak istediğim.Bir kaç gün önce bir yayıncıyla konuşurken.Bir ayrıntı takıldı gözüme biraz hızlıca.Satış için internete eklediği kitabı gösterdi bana balla veya arıyla ilgili bir kitap bu kitap çok satılıyor dedi İlgimi çekti
Acaba ben şalgam nasıl yapılır diye yazı yazsam günün yazısı falan olur mu? (sakın sakın böyle bir şey olursa bunalım takılabilirim)Yaa ciddi ciddi şalgam nasıl yapılır ben nasıl anlatayım size.İşin mi yok diyen olursa işim olmaz olur mu?Bu ara yeni çıkacak kitabımı hazırlıyorum duman olmuşum desem yerinde.
Kitap dedim de bir ayrıntı konusunda sizlere bir ricada bulunayım.Bu yıl çıkaracağınız antoloji için çok güzel bir kapak hazırlayın.Hem resim hem şiirle uğraşan arkadaşlar hazırlasın.Gerekirse bu konuda form açın.Ben şu anda ilk öneriyi veriyorum.Aralık bir kapı çizebilirsiniz ve bu kapıyı çeşitli renklere boyayabilirsiniz.Diğer öneriler sizden.Bakın ben şiir kitabı hazırlıyorum bu cümleyi tanıtım amaçlı kullanmıyorum internet okuyucuyla internet kullanmayan okuyucusu ayrı.Dahası siz zaten buralardan okuyorsunuz.Kitabı diğer okuyuculara da ulaştırmak lazım.Diyorum ki sizin hazırlayacağınız antolojiye de katılacağım.Üç yüz şiirin arasında şiirimin olması farklı bir şey.
Gelelim benim usulümde şalgam suyu tarifine.
On beş kilo havuç alacaksınız havuç mor olacak buzluk işi olmayacak havucun işi de mor rengi olacak beyaza yakın olmayacak.İki bidon lazım her biri otuz litre alacak kadar.Artık başlayabiliriz .Üç kilo bulgur unu lazım .(bulgur unu buğday bulgur olurken arta kalan kısımdır un kadar incedir)
Bulgur ununu kabarma hacmini hesaplayarak önce mayayı eritiyoruz.Eritirken sıcak su kullanmıyoruz(tecrübe konuşuyor çok sıcak su olursa mayanın etkisi azalıyor.)Bulgur ununu mayayla karıştırıyoruz ılık su kullanırsak daha iyi olur.Kabarmasını hesaplayarak suyu biraz fazla bırakıyoruz.Kapatıp iki saat güneşte bırakıp sonra odanın en güneş gören yerinde iki veya üç gün bırakıyoruz.(Tuz atmıyoruz)
İki büyük bidonumuz vardı.Hortumu çekip önümüze çamaşır yıkanmamış bir leğen (hijyen bakımından)alacağız leğene havuçları boşaltıp suyun içinde iyice yılıyoruz.Söylene söylene sıyırıp uzunlamasına doğrayacağız soğuk günde yapılan makbuldür.
Doğradığımız havuçları bidonlara dolduruyoruz tabi ikiye bölerek.Bidondaki havuçların üstüne yeteri kadar tuz ,bir avuç limon tuzu ekliyoruz .Toz mayamız kalmışsa ondan da biraz serpiyoruz.İki saat bekletiyoruz.
Sonra bu bidonlara Adana suyu ekliyoruz.Evin Adana havası alan yerine yerleştiriyoruz.(Adana dışında yapılan şalgam aynı tadı vermiyor diyorlar da.)Şalgamımız oldu mu?Diye sorarsanız.Yaa biz bulgur ununu koymayı unuttuk beyaz küçük torbalara doldurduğumuz bulgur unlarını ağzını bağlayıp bidonlara eşit olarak yerleştireceğiz.
Su ekledikten bir gün sonra bir okla alıp karıştıracağız tuzuna bakacağız.Yağmur yağıyorsa birkaç saatliğine yağmurda bırakacağız.
Bir hafta bekliyoruz.Ben bekliyor muyum asla ikinci gün başlıyorum içmeye şalgam suyu bu dayanamam içmeden.Sabahın köründe birde akşamın köründe.
Şalgam tuzlu olmazsa her derde deva vücuda direnç verir yüze güzellik.Hele dostlara şişe şişe götürünce tadı başka olur .O kadar şalgamı yalnız içecek değilsin herhalde.
Çok zormuş yapması yazınca anladım.Ben bütün bunları yapıyormuşum gözüm korktu canımda istedi .Komşular yapsa da içsem .Nerde .Size bir sırrımı vereyim senede bir defa yapıyorum.Yani yapıyordum.Çok zormuş çok şalgam suyu yapması.
Ben bensem bu yazımı şalgamla bitirmem.Nasıl bağlasam acaba.Öyle bir kapak tasarladım ki kitabıma anlatılmaz görmeniz lazım.
Canım Şalgam istiyor.Çok fena…

Jale KESKİNKILIÇ
5-2-2012