2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
936
Okunma

O günkü dünya medeniyetinin etkin toplumlarındaki inanç ve ahlaki vasıflar, tahammül edilemeyecek derecede iğrenç bir hal almış, aile yapısının ve akrabalık bağlarının kopma noktasına geldiği bir ortam. Nefis ve iç dürtülerin yanıltması, beşeri zaaflar, dünya cazibesinin göz boyamasından dolayı aklın ve ruhun özünün kirletilerek şerrin insana egemen olduğu bir dönem. Doğuda Budizm, şamanizm,Brahmanizm, Mecusilik ve Zerdüşlük girdabında karmaşık durumlar, savaşlar. Batıda hıristiyanlığın acımasız karanlığına saplanmış zulümler. Arap yarım adasında kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü, hayvansal iç güdü ile sayısız kadınla ilişkiye girildiği aşağılık ahlak düzeninin ve çirkin adetlerin hüküm sürdüğü bir hayat.
Böylesine zor şartlarda babadan yetim olarak dünyaya gelmiş altı yaşında annesini kaybetmiş, himaye altında yetişmiş bir insan. Peygamber (s.a.s.).Zenginliğe sahip olmayan, iyi bir tahsil göremeyen yoksul ama üstün ahlaki yapıya sahip bir değer. Böylesine ağır şartlarda sorumluluk yüklenen, o sorumluluğun altından kalkabilme ağırlığı.
Şer güçlerin, çıkarlarını engellediği, düzenlerinin bozulmasına neden olduğu için tehdit, zulüm ve aşağılayıcı davranışlara maruz kalmış yine de görevini yerine getirmekten bir an bile tereddüt etmemiştir. O insanlara örnek bir yol gösterici, lider, arkadaş ve büyük bir ahlak eri idi.Müslümanların O´nun kanatları altında güvende oldukları bir kainat çınarı idi. O öğle bir idareci ve yol göstericiydiki, ne kendi isteklerini, arzularını, çıkarlarını korumak; ne de bireysel ve toplumsal meselelerde kişisel görüşlerini insanlara dikte etmek gibi beşeri zaafiyette bulunmamıştır. Ne yazık ki, biz müslümanlar O´nu ve sünnetini tam olarak anlayamadık. Veda hutbesindeki nasihatlerine, uyarılarına sadık kalamadık. Bu yüzden bu gün müslümanların içinde bulunduğu sıkıntılar, ayrışmalar bundan kaynaklanmaktadır. Ya O olmasaydı? Ya Kur-an ve islamiyet bize bildirilmeseydi? Buna rağmen toplumsal bozukluk ve ahlaki çöküntü yaşıyorsak, acaba o zaman nasıl bir toplum olurduk?
O´nun bize bıraktığı en önemlisi; iman, sevgi ve sadakat esasıdır. Hayatının hiç bir döneminde sadık kalmayı başaramamış, kendilerini kurtaracak imanı yakalayamamış insanların ve toplumların beşeri düzenlerinin bozukluğunun nedeni budur.