Bizim Mustafa deli dolu bir adamdır, ne zaman ne yaşayacağı belli olmayan.

Bir gün hafta sonu arkadaşı ile balık tutmaya gitmeye karar verirler. Hazırlıklar bir hafta önceden yapılmaya başlar ’olta bağlarken saat dört olmuş.’ peki o saatten sonra yattın mı sözüne karşı diğer işlerime baktım onlar ne dediğimde ’ yem kısmı’ diye cevap verdi. Peki bayatlamaz mı dediğim zaman balıklar bayatı sever diye cevap verdi.

Bir adet balıkçı teknesi var ki sormayın genelde denize açılırken çalışan motor ne hikmetse dönüşte arıza eder elle kürek çekmekten Paz ularım gelişti muhabbetini dinleriz.

Bizim Mustafa arkadaşı ile meşhur teknesiyle denize açılır, yağmur hafif yağmaktadır, onlar şemsiyeleri ile balık tutmayı devam ederler sağanak yağmurla balık tutmak ne güzelmiş derler keyifleri yerindedir peki Mustafa olurda alkol olmaz mı demlenince başlamışlar türkü söylemeye her şey çok güzel hava karamaya başlamış çok balık var sabaha kadar tutalım demeye başlamışlar tam o sırada arkadaşı yaşatma tuttuğu balığı yaşatma kafesine bırakırken yaşatma kafesine denize düşürür ortalık karışır ne yapalım diye düşünmeye başlarlar derin mi dalalım mı hatta mi sineye demir bağlayıp derinliği ölçmeye çalışmışlar ama ne fayda şarkılar susmuş moraller kaçmış kıyıya doğru gelirken tekenin motorda bozulur kürekle kıyıya varmışlar. Eve dönüşü balık tutamadık da demeyince Balıkları yaşatma kafesinde bıraktık bir hafta daha beslenecek demişler.