Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
waratte
waratte

"TANRININ SOYTARISI SÜRGÜNDE"

Yorum

"TANRININ SOYTARISI SÜRGÜNDE"

3

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

901

Okunma

"TANRININ SOYTARISI SÜRGÜNDE"





Hava karardıktan sonra....
Karıncalarla dolu bir toprak üstünde uyuyan bir ruhtu. Ara sıra dolap aralarına girer, kuru temizlemeye giden eşyalarla bir götürülüp temizlenirdi.


Zindan da korkulardan uzaklaşan yavaş yavaş çığlıklarını bile hatırlayamayıp, sesinin tınısını dahi unutan, bedeninin görülebilen her bir tarafına garip adlar takan yalnız tamamen yalnız bir kölenin açlığıyla acıkır, meyve şölenleri ve yarı çıplak kızların karşısında oynadığı, yemenin ve sevişmenin verdiği tadı ve zevki artık doygunluktan anlamayacak kadar doymuş, arayışları istekleri bitmeyen mutsuz bir imparatorun o açgözlü tokluğuyla doyardı.


Yüzyıllardır ellerine gün ışığı değirmemişti. Henüz süt dişleri tamamlandığı vakit; denizi yaran Musa hikayesini dinlemişti annesinden. Çok uzun bir hikayeydi ve hayret vericiydi. Bir gün eline büyük asa benzeri bir sopa aldı ve uzaklaşıp gitti. Denizi yarıyor gibi yürüdü, kocaman denize gömülüverdi. Ağzına götürdüğü asaya yapabileceği tek şey ağzına sokup tüm hıncını almaktı. Saçlarının battığı, baloncukların çıktığı noktadan aşşağıya minik minik dişleri düşüp gidiverdi. ölüm müydü bu gidiş? Yoksa yaşamaya; nefes almaya, konuşmaya yeni başlamak mıydı? Etrafında dönen kara delikler çekip alıverirken yanın da ne varsa, kırılmış dişlerini düşünüyordu. Artık gülmeyecek miydi? İçine girdiği kara bir delik bütün yaşamını büyütecekti. Ölmeyecek. Ölenleri görecekti. Yaşamayacak. Yaşayanları seyredecekti. Sadece görmeyi ve hissetmeyi seven bir ruh olarak varlığını sürdürecekti.


Tanrısının eteklerine dokununurken üzgün tanrısını kırık dişleriyle güldürebilecekti. Sepetler de her gün gelen perileri parmak uçlarıyla severdi. Hiç suçu olmadan bir gün yeryüzüne geri gönderildi. Tanrıyla arasının açılması belki de artık sevilmemesi miydi buna neden? Alçakça cezalandırılmış olmasına rağmen hiç küfür etmeyişinin nedeni ise, asil ve hep yalnız bir ruh olarak doğup yaşamasıydı. O bile bir gün öleceğinin farkına güneşle konuşurken vardı.

Güneş bir gün öldüğünde; o da tekrar bir kara deliğe bu sefer ölmeye girecekti. Çok uzun yaşamıştı ve bir bu kadar daha yaşayacaktı... Şimdi saatler hiç izin istemeden geçip gidiyordu, durmadan duymadan hızlı hızlı. Bir dolap arasına tekrar giriverdi, aylar yıllar geçecekti ve bir gün temizlenmeye o gene gidecekti. insanlar arasında durup onların hiç bitmeyen koşuşturmacalarını izlemeye devam edecekti. Ta ki bir gün güneş ölünceye kadar...

Tanrısına olan görevlerini bitirmiş; sürgüne yollanan bir soytarı olmuştu...

Ve gün ışığı artık ellerine dokunabilmişti...

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
"tanrının soytarısı sürgünde" Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz "tanrının soytarısı sürgünde" yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
"TANRININ SOYTARISI SÜRGÜNDE" yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Zağnos
Zağnos, @zagnos
24.2.2012 23:35:28
Bence başlık son derece çarpıcı. Her neyse, anlatımın, benzetmelerin, canlandırışın gayet etkili. Ben de çok beğenenlerdenim.
Engin Tatlıtürk
Engin Tatlıtürk, @engintatliturk
10.2.2012 09:11:27
Çok çok güzel ve mana dolu.
Saklı duyguları barındırıyor. İsyanda var. Kırgınlık ve daha nice duygu. Ben çok sevdim bu yazınızı.

Diğer bir kaç yazınızı daha okudum. Etkili yazıyorsunuz.
Naçizane bir önerim olacak sayın kardeşim: Konu başlıklarını daha çarpıcı ve kısa tut.

selam ve sevgiler.
kutsaltoprak
kutsaltoprak, @kutsaltoprak
3.2.2012 19:10:37
Çok hoşuma gitti doğrusu. Ankaramın
Soğunun sayesinde Yazılar arasında dolanırken
Hep güzel şeyler okuyorum. Yada belkide benim beğenmeye
Müsait bir yapım var;)
Ama bunu beğendim, yani gerçekten beğendim.;)
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL