Güneş, bir başka doğuyor bugün.Bugün diğerlerinden farklı, bunu hissediyorum.Taze, sıcak, sarı ışınlar cildimi ısıtırken duyularıma bir başka geliyor bu sabah.İliklerime kadar işleyen ayaza inat çırılçıplak balkondayım.Anadan doğma bir vaziyette güneşi izliyorum, büyük bir zevkle.Vücudumdaki her hücreye dokunuşuna hayran kaldım.Sanki çılgın bir bakirenin hırslı, sıcak kollarında gibiyim.Tıpkı onu vücudumun her yerinde hissedermiş gibi; yatağının ateşiyle kavrulup, şehvet dolu her kavrayışta daha da sıkı kenetlenirmiş gibiyim.Malum çıplağım, çırılçıplak.Evimin balkonundan güneşi izliyor ve o bakireyi hissediyorum.Acının zevke dönüştüğü her anda, arzunun ve tutkunun buram buram ter kokusuyla buluştuğu her iğrenç -ama kışkırtıcı- dakikada oradayım.Soğuğu hissetmiyorum artık.Artık balkonda değil, o şehvet dolu bakirenin yatağındayım.Yine çırılçıplak, yine müthiş bir arzuyla.Duygular bir şarap misali ağzımıza dolmuşken, biz onları birbirimize akıtıyoruz.Bazen yumuşak, bazen hırçınca.Olabildiğine ıslak ve olabildiğine hareketli.Sonra hafif bir rüzgar esiyor balkonuma.Yumuşacık ve içten bir tebessüm kadar tatlı.O anda dudaklarım onun vücudunda geziyor.Aynı tadı, aynı yumuşaklığı kat ve kat orada hissediyorum.Sonra tekrar kenetleniyor bedenlerimiz.Onun kıvrak, narin belini her kavrayışımda farklı bir yoğunluk karşılıyor beni ve bu hoşuma gidiyor.Her dokunuşta ayrı bir öz, ayrı bir kıvılcım, mükemmel...
Sonra bir bağırış geliyor kulağıma.Aşağıdan bir teyze bana manyak olup olmadığımı soruyor.Yoldan geçen birkaç kişi gülerek, bazılarıysa tiksintiyle bakıyor.Hatta biri polis bile çağırdı sanırım.Balkonumdan devriye aracını görebiliyorum.Lanet olsun hepinize, lanet olsun.Şu birkaç dakikayı fazla gördünüz.Güneşle, rüzgarla, sıcakla ve soğukla tek bir bedende sevişebildiğim şu mutlu sabahımı mahvettiniz.Kapı çalınıyor, sanırım polisler geldi.
Lanet olsun tekrar size, hepinize.Burada artık sevişmekte yasak!