Rabbimiz bizi fiziksel bir mükemmeliyet içerisinde yaratmış, organlarımız ise dehşet verici bir uyum içerisindedir. Bu fiziksel mükemmeliyet daha basit olsa bile diğer canlılarda da bulunmaktır.
Bizi gerçek bir insan kılan ise aklımız,duygularımızdır.Yani düşünmediğimiz bilinçsiz hareket ettiğimiz sürece bir hayvanla aramızda pek de fark kalmamakta.Lakin hayatımızı baktığımızda düşünmemizi engelleyen faktörlerle dolu olduğu ve bunun bilinçli bir takım eller tarafından yürütüldüğü görülmektedir.Olayları nasıl algıladığımız yeryüzünde sayıları az lakin hüküm alanları geniş kişilerin olayı nasıl algılatmak istediğine bağlıdır. Napolyon’un “Üç gazete, beni yüz sancaktan daha çok korkutur.” sözü ise medyanın kişi üzerindeki etkisinin en güzel örneğidirTv kanalları sahibinin özgürlüğü ve cesareti ölçüsünde özgür ve cesur olabiliyor ve tekelinde olduğu kişinin görüşlerini yansıtmakta empoze etmekte.İnternet aynı şekilde düşünmemizin önüne setleri çekmiş vaziyette :Ergenin frikik bulma merakı,pornografik öğeler ve akebinde gelen masturbasyon rezilliği. Olayların gelişimi şöyle devam edecektir kişinin kendini aptal gibi hissetmesi çünkü karşısındakini anlamak güçleşmiş durumdadır,kişinin unutkanlık dalgasına kapılıp kafasına iyi bir sopa yemiş gibi mal mal bakması,daha sonra gelişen gergin bir ruh hali…İnternette arayınız kaç kaynaktan bu meretin zararlarını bulabileceğinize bakın tam aksine yararları olduğunu iddia eden art niyetli kişiler bile var.İnternet oyunları ise başlı başına bir sıkıntı. İnsanlar vaktine acımadan saatlerce vaktini bu oyunlar başında geçirebiliyor ve bununla yetinmeyerek reele döküyor.

Sizce de beynimizin kabuklarını kırıp etrafımızda neler döndüğüne bakmanın sürü psikolojisinden kurtulup hayvanlarla eş özelliklere sahip olmaktan da öte aklımızı da devreye koymanın zamanı gelmedimi.UYAN BEYNİM UYAN