Her ne kadar,kolayca,"redd-i miras" yapmayı alışkanlık haline getirsek de gerçek/gerçeğin kendisi bu kadar "basit" değildir.
Devlet memurlarının yargılanmasına ilişkin "Memurin Muhakematı Hakkındaki Kanunu Muvakkat" adlı kanun 1329 yani 1913 tarihli olup,ne yazık ki 4 Aralık 1999 yılına kadar sadece adındaki bir "sözcük" çıkarılarak "Memur Muhakemat Kanunu" olarak yürürlükte kalmış;- Tam 86 yıl.- o tarihte çıkan 4483 sayılı kanunla da "ilga" olmuştur.
Dolayısıyla uzun dönem ben de mesleki olarak bu kanunu kullanmış,"fezleke" sözüyle de yıllarca iç içe olmuştum.
Son zamanlarda da çok kullanılan sözcük oldu bu:Fezleke.
Fezleke ,bir muhakkikin ya da daha geniş anlamda bir "savcının"-Ülkemiz için C.Başsavcısı ya da C.Savcısı-bir suç ya da "suçlar"iddiasıyla ilgili olarak hazırladığı "görüş özeti"dir.
Kısaca buna "iddianame" diyebiliriz.
4483 sayılı memurların yargılanmasıyla ilgili kanunla "fezleke"nin yerini "ön inceleme" kavramı aldı/almıştır.
1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren yeni Ceza Muhakemesi Kanununda bu durumla ilgili olarak iki kavram karşımıza çıkar:
1-Soruşturma:
Ki "savcılarca/savcılıkça "yapılan işlemin adı olup,suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen süreyi anlatır.Fezleke de tam bu süreçte savcılığın hazırladığı görüşüdür.(Hakimin kararı değildir.Sadece iddialarla ilgilidir.)
2-Kovuşturma:
"Hakimlerce" yapılan iş/işlemlerin adı olup,"iddianamenin" kabulünden hükmün kesinleşinceye kadar geçen süreyi ifade eder.
Burada görüleceği gibi "iddia makamı"-savcılık-ile "hüküm makamı"-hâkim/yargıç-arasında kesinlikle sınır ve yetkiler çizilmiş;iddia edenin,aynı zamanda "hüküm veren makam"olmadığı net olarak açıklanmıştır.
Kısaca savcı olduğumuz/olunan bir yer ve durumda, hakim olamayacağımız belirtilmiştir/belirtilmektedir.