Rachel adasına girmişti.
Ardından da Leo.
Leo sordu gerçekten böyle bir şey var mı?
Gerçekten seviyor musun onu ...
Belki Leo’nun yaşadığı en zor zamandı .
hayatı boyunca sadece birini gerçekten sevmişti ki o kadını da ağabeyi sevmişti.
Bu çok büyük bir fırtınanın ilk filizleriydi.
Leo duyacağını duymuştu odadan çıktı.
İçinden Tanrı’ya lanetler savuruyordu.
Ardından Ecem yanına geldi sarıldı ikiside o kadar kötü haldeydiler ki ne kadar orada durduklarını kaç saat geçtiğinin farkında değildiler.
Sadece hiçbir şey düşünmeden anı yaşıyorlardı .

İçeriden gelen seslerle kendilerine geldiler.
Ecem in annesi ile babası birbirine girmişti .
Hemen içeri girdiler ve olanları çözmeye çalışıyorlardı .
Onlar gelince içeride bir sessizlik olmuştu.
Ne oldu niye böyle tartışıyorsunuz diye sorduğunda Ecem ikisinden de ses çıkmıyordu.
İkisininde azını açıp tek bir söz söyleyecek mecalleri yoktu.
Annesi ağlaya ağlaya salondan odasına doğru koşuyordu...
Leo ile ikisi ne yapacaklarını bilemez halde birbirlerine bakıp kaldılar.
Ardından Ecem annesinin yanına gitti .
Gittiğinde annesi eşyalarını topluyordu.
Nereye gidiyorsun ?
Ne oldu söyler misin ?
Babanla kavga ettik .
Gidiyorum Ecem benimle gelmek istiyorsan eşyalarını hazırla gelmessende sen bilirsin kızım.
Ecem olanların normal bir kavga olduğunu düşünüyordu .
Aralarında uzun süredir bir soğukluk vardı .Annesi ile babasının ama kale almamıştı.
Nereden bilebilirdi ki Ecem in babası ile Leo’nun annesi arasında bir şeyler olduğunu...
Tabi Ecem’e bunu söylemeye kimse cesaret edemezdi...


Rabia KELTÜOĞLU