Kötülük etmeden pişman olmanın en iyi şekli, iyilik etmektir. bretonne
Hamuş-71
Hamuş-71

Müebbet Nimet ( 3 )

Yorum

Müebbet Nimet ( 3 )

7

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1192

Okunma

Müebbet Nimet ( 3 )

Müebbet Nimet ( 3 )




Daha sonra köylüler Hasan çavuşun evinden tek bir el silah sesi işittiklerini, koşup geldiklerinde adamı alnının çatısından vurulmuş kanlar içinde yerde bulduklarını, gelininin ise elinde tüfek bir duvar gibi sessiz, hissiz, kaskatı bir halde oturduğunu anlatacaklardı gelen Jandarmalara.

Hiç konuşmamıştı kadın. Ne savcı ifadesini alırken konuşmuş, ne de mahkemede kendisine sorulan sorulara tek bir yanıt bile vermemişti. Nimet gibi bu kapıdan ilk kez girdiği o gün ve sonrasını takip eden günler boyunca da kimseyle bir Allah kelamı etmemişti. Dilsiz takmışlardı adına koğuştakiler. Sadece bir kez " Görüşmek istemiyorum" demişti ziyaretçisi olduğunu söyleyen gardiyan kadına. Ali’ si gelmişti oysa. Sevdiceği, iki gözü, ömrü...

Şaşkındı herkes. Elinde kocasının asker fotoğrafı biteviye ağlayan, geceleri Ali’ m diye sayıklayan bu taze neden istemezdi sevdiğini görmeyi? Birliğinden babasının ölümü üzre iki haftalık izin alıp gelen Ali ise kararlıydı cevaplarını sadece Sultan’ ın verebileceği soruları sormaya. Yılmadı bir-iki-üç, defalarca bıkmadan usanmadan gitti görüşe ama hayır gelmiyordu işte karısı. Bir gün hapishane müdürü Sultan’ ı yanına çağırtıp babacan bir ifadeyle ona kocasını hiç değilse bir kez görmesini çünkü izninin bitip, birliğine teslim olma vaktinin geldiğini söyledi.

Bak kızım dedi. " Gidip te dönmemek, gelip te bulmamak var. Sen 30 yıl ceza aldın o zaman dek kim öle kim kala? Hiç değilse bir helallik alın birbirinizden. Bunu bari çok görme kocana yazıktır! "

Kabul etmişti Sultan en nihayetinde. Bir gardiyan eşliğinde görüşe götürülürken. sanki yüreği akıyordu avuçlarına. Ali’ sini ta uzaktan seçmişti tel örgülerin ardında. Ali yaralı bir kuş misali bir uçtan bir uca çırpınır gibi adımlıyordu kara parke taşlarını. Sultan’ ı görünce olduğu yerde kalakaldı. Karısı gözleri yerde tel örgünün önünde durunca Sultan! diye haykırıp ona dokunmaya çalıştı. Ama karısı bir anda geri çekilince gözleri yaşla doldu. " Gidiyorum ben " dedi hıçkırarak. Git dedi Sultan kırık bir sesle. " Git ve döndüğünde de bir daha sakın buraya gelme! Benden sana yar olmaz gayrı. Kendine yeni bir hayat kur, yeniden evlen bebelerin olsun ak yazgılı."

Ali duyduklarına inanamıyordu. " Gitmem gök gözlüm, ay yüzlüm. Bu can bu tenden gitmeden ben nasıl senden giderim? Bin yıl olsa yine beklerim seni " deyince Sultan ilk kez kafasını kaldırıp baktı Ali’ sine. Eriyordu içi, ah mümkün olsa, bir dokunsa ona, elele tutuşup uçuverselerdi mutlu diyarlara. Lakin bu mümkün değildi! Şu an özgür olup çıksa hangi yüzle bakacaktı sevdiğinin yüzüne? Alnında ki kara lekeyi babasının kanıyla temizlediğini nasıl söyleyecekti? Gerçekçi olması gerektiğini biliyordu. Onların yolları bir daha hiç kesişmemek üzere ayrılmıştı artık.

İçine kocaman, alevden taşları basarak, yüreğini dağlayarak, en başından beri kimselere anlatmadığı olayı gözyaşları içinde sesi, nefesi hıçkırıklarla kesilerek anlattığında, babasını alnının çatısından delen kurşun Ali’ nin bedenine, yüreğine işlemiş, kızıl kanların yerine oluk oluk yaşlar akmıştı taşların üzerine.

Gövdesinden ayrılmış bir ağaç gibi yıkılıp, dizlerinin üstüne çöktüğünde artık o da karısının yüzüne bakamıyordu. Sadece " Affet Sultan" diyebildi. Sultan bundan sonra bir tek kelime söyleyemeyecek oluşunun ağırlığını sırtlanarak perperişan dönmüştü koğuşuna. Oysa ne çok sevda sözleri biriktirmişti onun yokluğunda. Her gece hayal ederdi evindeki yatağında Ali’ si döndüğünde onu ne kadar özlediğini nasıl anlatacağını.

Ali gitmiş ama ertesi gün kara haberi gelmişti cezaevine. Duyduğu utancı, babasının ihanetini taşıyamayan bedenini asıvermişti bahçelerindeki ceviz ağacının dalına. Koynundan çıkan mektubu ve ölüm haberini karısına verdiklerinde genç kadın çıldırmış, dövünerek ağlamaya başlamış ve en sonunda kendini kaybederek bayılmıştı. Bilinci yitip iki gün boyunca kendini bilmeden yattığında başta cezaevi müdürü ve doktoru olmak üzere tüm koğuş arkadaşları ölecek diye korkmuşlardı...

Bir iç çekişle kendine geldiğinde meraklı bir kaç gözün ona bakmakta olduğunu gördü Sultan. İşinize bakın der gibi başıyla işaret etti.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Müebbet nimet ( 3 ) Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Müebbet nimet ( 3 ) yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Müebbet Nimet ( 3 ) yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Billur T. Phelps
Billur T. Phelps, @billurt-phelps
7.1.2012 13:09:38
Adrenalin iyice yükseldi bende.. Çok iyi gidiyor hikaye.
Konu ise içler acısı :) Allah kimsenin başına vermesin böylesini.
Uzaktan ahlar, vahlar da yetmez, melhem olmaz o yaralara :(((
Ülviye Yaldızlıı
Ülviye Yaldızlıı, @ulviye-yaldizlii
4.1.2012 15:24:29
Müthiş bir anlatım


Offf dedim offf
tüm hücrem çınladıı


emeklerine -kalemine sağlık gülüm benim


var ol


hep ol
Mehmet Ali Çıbıklı
Mehmet Ali Çıbıklı, @mehmet-ali-cibikli
3.1.2012 19:59:37
Yaaaaa:))
İnsan bu kadarcı kısa mı yazar bölümleri?
Bir nefeste okuyunca ikinci nefes boşa gitti.Ama hikaye de hoşa gitti.
Eee hadi artık devamını istiyorum....
Güzeldi.Gerçekten...
Saygılar..

sonuncubahar tarafından 1/3/2012 8:00:01 PM zamanında düzenlenmiştir.
Etkili Yorum
Kemnur
Kemnur, @kemnur
2.1.2012 21:16:52
Nimetin cezaevine girişi giriş bölümü olarak yazının etkisine sokuvermişti, derken Sultan ile genişleyen "gelişme" bölümü çarparak yakamıza yapışıp, bundan sonraki gelişimi okuma da göreyim demeye başladı. Allah sonuç bölümünü hayırlara tebdil etsin...:) Yazı içeriği ve özeni ile güzel olunca müşterisi çok oluyor haliyle...Kolay gele...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
2.1.2012 20:31:56
10 puan verdi
Sevgili Hamuş, sen ne yaptın? Yazmamış, yaşatmışsın olayı aynen. Söyleyecek sözüm yok. Puanım ı verip, hada fazla ağlamadan sayfadan kaçıyorum can.

Tebrik ederim güzel kalemi.
bona_dea
bona_dea, @bona-dea
2.1.2012 14:39:52
10 puan verdi


Vurgun etkisindeydi... Yutkundum bittiğinde.

Anlatımının kalitesiyle birleşince çok çok güzel olmuş.

Bu arada hepsini bir anda yayımlasan ya da ikişer ikişer? :)) Kesmiyor da beni bu kadarı :)

Elbette çok çok sevgimle o güzel kalbine...

Beklemedeyim.
destina*mltm
destina*mltm, @destinamltm
2.1.2012 13:19:59
10 puan verdi
Annem, nefesler tutuldu. Ve yine tek nefes, çek içine bu kez sultan kadını çek! dedim.. ve çektim...

Tebrikler... Pürüzsüz bir anlatım ve sürükleyici bir film karesi gibi her seferinde...

Gözlerimde canlanıyor okudukça... Sevgiler koccaman yüreğine...

Öptüm ellerinden... Yüreğin dert görmesin..
Yaz ama sen hep yaz...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL