3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
811
Okunma

Bazen insan yazmak istiyor öylesine. Nereye gideceğini bilmeden sebepsizce . Satırları kimi zaman kum tanesi misali akıp giden geçmişe yollamak kimi zamansa şişelerin içine attığı mektuplar misali geleceğe postalamak istiyor . Bazen de bugüne yazmak istiyor. Sesleniş mi duymayan kulaklara görmeyen gözlere yoksa kendi içine kapanış mı bilinmez orası. Pek de merak etmiyorum doğrusu.Sadece kalemim kağıt üstünde kayıyor özgürce bazı zamanlarda. Zamanlar ki bugünün dışına çıkmak istediğim zamanlar işte o zamanlar. Başka bir zamanda ve başka diyarlarda olmak istediğim zamanlar. Puslu havada önümü görmeye çalışırken gözlerimin ağrıdığı zamanlar, yüreğimin en küçük dokunuşa bile cız ettiği zamanlar , en kırılgan olduğum zamanlar. Bıkmışlığın ve yorgunluğun verdiği hüzünle kağıda baktığım zamanlar. Kulağımda eski İstanbul ezgilerinin çınladığı zamanlar işte o zamanlar.
Yazdığım satırlar sanki beni taşıyor başka zamana başka zamanlara. Neresi mi ben de bilmiyorum. Tek bildiğim buradan ve şimdiden çok uzakta olduğum.