2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
814
Okunma

Şeytan çocukluk sesimizi kısmakla kendini mecbur hissediyor, ayrıca eylemlerimiz sürgülü emekleyişlerimizde. Hiçbir şey avutmuyor bizi. İnançsızlık damarlarımızda intihara bizi sürükleten bir öykü, belki de şarkı; bilmiyorum. Kimse uzun süre lüzum olamıyor. Pencere dışında ne olduğunu bilmemek en iyisi. Battaniyeyi çekip üzerine, içine çekilmeli gelgitler, içinde kalmalı feryatlar yoklukların. Yoksa cenaze arabalarının sirenleri hiç susmayacak!
-Yeter artık üzerime gelme! Gitmek, bitmek istiyorum. Ben acı çekiyorum ve kimsenin bu acımla yanmasını, kırılmasını istemiyorum. Ne olur yeter, Allah aşkına üstelemesin kimse! Sen de git, kendine bak, bırak; gözlerimdeki hüznü silemeyiz; biliyoruz ikimiz de!
-Ne olur git!
-Hey mankafa! Ben var ya kendimi hiç üstün görmüyorum. Daha çok zararlı bir canlı olduğumun dahi farkındayım. At damarlı hayallerim olmasa var ya, inan ben hiçim diye bağırırım her yerde.
-Mustafa sakin ol!
-Sen bahtsız Şair! Şiir oku kendi kendine, ben kusuyorum hayallerimi yine; akordu bozuk bir Türkçe ile.
-Esasında bunları yazmayacaktın değil mi? Yani bilmiyorum, daha farklı şeyler yazmıştın sanki!
-Kalsın! Hiçbir şeyin ebedi olmadığı bir dünyada, daha fazla ’şey’ oluşturmaya gerek yok!
-Haklısın...