9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
863
Okunma

Kenan dün gece şahit olduğu garip intiharla bu vaka tıpa tıp birbirine benziyordu. Hangi insan böyle intihar edebilirdi ki? Kendine işkence eden hiç bir vücut bu kadar dayanamazdı. Bu Kenan’ın 12 yıllık meslek hayatında gördüğü ilkti. Hemen Eray’ a dönü;
"Kriminale haber ver olay yeri incelemeside gelsin,"dedi.
bu vaka çığrından çıkacak bişeye benziyor. Kenan cesedin başında elindeki kaleme benzer bir şeylerle ayrıntıları incelerkende , Eray kapı kenarında durmuş, beyaz kumaş mendiliyle ağzını sildi. Elindeki telsizin mandalına basarak;
"....... ( kendi kod numaraların söyleyerek) merkeze. Tamam. İhbar verilen adresteyiz. kriminal ve olay yeri incele derhal olay yerine gelmesi gerekiyor.Tamam."
Telsiz den gelen çızırtılı ses;
"Merkezden ...........’a (Kenanların kodunu söyleyere.) Anlaşıldı, tamam. Yarım saat sonra kriminal ekipleri olay yerinde olacak.Tamam."
Eray telsizin üstündeki düğmeyi çevirerek telsizden gelen çızırtılı sesi kıstı.Elindeki kumaş mendille ağzını ve burnu kapatarak, cesedin yanında bulunan Kenan’ a yaklaştı.
Kenan, Eraya yönelerek ;
" Bana eldiven ver"
Eray elindeki telsizi yanında duran etejerin üzerine koyarak, cebinden bir çift plastik eldiveni Kenan’ a uzattı. Hala mendiliyle ağzını tutarken boğuk bir sesle;
"Buyurun amirim."
Kenan eldiveni her zaman ki gibi ustalıkla eline takıp parmaklarını iyice eldivene geçirdi. Yüz üstü uzanmış haldeki cesedin suratına bakmak için hafifce çevirdi. O esnada Eray’ın gözü şaşkınlıkla açıldı. Heyacanını daha fazla bastıramayarak;
"Komserim ben bu adamı tanıyorum galiba"
" Nerden tanıyorsun ?"
"Bu adamı daha önce gazetede görmüştüm."
Kenan yarı sabırsız ,yarı sinirli gibi bir şekilde ;
"Eray uzatma geveleyip durma ne anlatacaksan anlat."
Eray içindeki şaşkınlığı bastırdıktan sonra ;
" Komserim bu adam beş altı yıl önce, dünkü bizim .......armatörle ortaktı.Gazetede de öyle çıkmıştı iki ortak ayrıldı diye resimlerini basmışlardı. İşte oradan bu yüzü gazetede görmüştüm."
Kenan kendi kafasındaki parçaları birleştirmeye çalışıyordu. Kesin olarak bildiği birşey vardı bu iki ölüm kuşku götürmeyecek kadar bir birinin aynısıydı. Ve .....armatör ve bu adamın ortak yanları vardı. Yerinden doğrularak Eray’ a
"İşimiz zorlaşıyor Eray bu durumda kesinlikle bu olayları basından gizlememiz gerekiyor.İşin diğer ucunda ...armatör var. Emniyet müdürünün kesin talimatı var. Sen şu beyaz saçlı yaşlı adam sor bakalım. Neler öğreneceksin."
" Baş üstüne komserim"
demesiyle odadan ayrılması bir oldu. Bu esnada elindeki eldivenleri çıkardı. Yüzü asılarak cep telefonundan numarayı çevirdi.
"Müdürüm, ben Komser Kenan, size kötü haberlerim var. Bu sabah aldığımız ihbar üzerine bir olay yerindeyiz.Armatörün oğlunun ölümüyle buradaki zanlının ölüm şekli tamamen aynı.Ayrıca burada ölen kişi .....Armatörün eski ortağıymış. Bu durumda armatörün oğlunun cesedini tekrar inceleye biliriz. Armatörü siz ararsanız daha iyi. Cenaze defin işlemlerini biraz geçiktirmek durumunda."
Emniyet müdürünün karşıdaki sesi heyecan, üzüntü, panik karışımı bir tonla ;
"Tamam. Ben armatöre haber veririm. Sakın basına bu haberler geçmesin, iyice başımız ağrır. Bu işi elinden geldiğince çabuk çöz."
" Tamam müdürüm"
dedikten sonra telefonu kapattı. O sırada tekrar Eray odaya dönmüştü. Elinde ki küçük kağıda yazdığı notları Kenan ’a okumaya başladı.
"Komserim adam iflas ettikten sonra eşinden ayrılmış İki çocuğu varmış. Komşuları tam olarak son beş yıldır ne iş yaptığını bilmiyor.Son iki gündürde eve uğramamış"
Eray bunları söylerken olay yeri inceleme ekibide gelmişti. Kenan olay yeri incelemedekilerle biraz konuştuktan sonra oradaki bir memura ;
"Gözünüze takılan her şeyi toplayın yarına kadar RAPOR u masamda istiyorum.Haa birde unutmayın bu iş basına sızmasın dikkatli olun."
diyerek binadan ayrılırken Eray ;
" Komserim nereye gidiyoruz."
"Bizim armatörün yalısına gidiyoruz. Bir konuşalı bakalım oradan birşeyler öğrene biliriz"
dedikten sonra yola koyuldular.
Beyaz önlüklü adam mezbahanesinde zevkle çalışıyordu. Bir gün önce parçalara ayırdığı kanları süzülmüş insan cesetlerinin posalarını ikinci bir işlemden geçirmeye başlamıştı. Mükemmel hazırladığı düzeneği yeşil düğmeye basarak çalıştırdı.
Bir fabrikadan farksız olan bir düzenekti bu. Makinanın yanındaki una benzer karışımı makinaya boşalttı. Ardından bir gün önceki kanı süzülmüş insan parçalarından oluşan posaları azar azar atmaya başladı.
Makinanın diğer ucunda; bir kaç dakika sonra ilk ürünler renkli yazılarla süslü boşetler çıkmaya başlamıştı. Poşetin üzerinde beyaz bir dalmaçyalı resmi ve altında .....köpek maması diye yazıyordu. Paketler üst üste çıkmaya başlarken, beyaz önlüklü adam ağzından ıslık çalarak Beethoven’ın bir senfonisini mırıldanıyordu.
Zekası ona hem cesetlerden kurtulmayı hem de para kazanma yollarını açmıştı. Köpek maması satışı oldukça karlıydı.Ama beyaz önlüklü adam bu işi para kazanmak için yapmıyordu. Sadece cesetlerden kurtulmak için yapıyordu. Yinede elinde olmadan da çokca para kazanıyordu.
DEVAM EDECEK.....