Başkaları hakkında bilgi edinmek, bu belki tanımadığımız birileri dahi olsa içten gelen merak ile insanların hayatlarını didiklemek günümüzde sık görünen bir durum. İnsanlardaki bu durumu oldukça iyi tahlil eden bazı yapımcılar bunu çok iyi işleyebiliyorlar. En çok reyting alan proğramları ele aldığımızda bunu gayet net bir biçimde görebiliyoruz.

Bence ele alınması gereken bir durum bu. Mahallede bir kavga çıksa kaç insan _ya bana ne ne halleri varsa görsünler_ deyip o an meşgul oldukları konuya devam eder? Asıl sorulması gereken, zamanlarını dışarıdaki bir kavgayı seyretmekten daha önemli konularla uğraşarak değerlendiren kaç insan var? Buradan, böylesine meraklı insanların ilgilerini daha verimli konulara yönelterek verimli olabilecekken, niye bu şekilde davranırlar? Başkalarının hatalı hareketlerini görüp kendilerinde hata yapma hakkı arama gibi bir durum sözkonusu olabilir belki.

Evet, televizyonlarda mercek altına alınan hayatlar insanlarımıza ne veriyor? Televizyon kanallarının çok olması bu anlamda bir zenginlik değildir. Eriştiği tüm kanallarda biribirinin benzeri boş konularla meşgul olmaya zorlanan insanların alternatifleri yok aslında. Çoğunluğun tek eylence aracı televizyon olmuşken, insanlara düşen ya başkalarının eğlencelerini izleyerek eylence taklidi yapmak ya da kendisine benzeyen diğer insanların hayatlarının didik didik edilmesini izlemek.

Yazıya başlık olarak seçtiğim soru beni zaman zaman insan davranışlarını incelemeye itti. Hatta en çok izlenenleri beni zorlasa da izledim. Bir çok kişinin başına gelebilecek sıradan olayların sunulmaya değer hiç bir tarafı yok. Bu konu üzerinde düşünürken başka sorulara da cevap bulunması gerektiği sonucuna ulaştım. Bir kısmını da sizlerle paylaşıyorum. Doğru cevabı bulmak için doğru soruları sormak gerekir. Samimi olarak soruyorum. Başkalarının hatalarını görmeniz size de aynı ya da başka hataları yapma hakı verir mi?

Peki insana dair işlenmesi gereken gerçek parçaları ne olmalı? Ne olmamalıdan girelim önce isterseniz. İnsan hatasız değildir ama, hatalar anlatılırken başkalarının kendinde hak bulmasına imkan verilmemeli. Kişilerin elde ettiği kazanımlar başkalarının altında ezildiği yükleri maskeleyecek biçimde verilmemeli. Ulaşılan çözümler sonucunda binlerce çözülemeyen benzer durumların ortadan kaldırılamamış olduğu gerçeği maskelenmemeli. Bir tek kişinin mutluluğu herkesin mutluluğu imiş gibi gösterilmemeli.

Ciddi toplumsal yaralar, ekonomik sorunlarla bağıntılı olan konuların özünden saptırılmadan ele alınmasının yarar getireceğini düşünüyorum.