13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2874
Okunma

Esin iş arkadaşlarına veda ederken onlar da çam sakızı çoban armağanı hatıra olarak altın kolye almışlardı. Müdür kısa bir konuşma yaptıktan sonra ismi yazılı plaketi ona vererek
" Bundan sonraki yaşamında sağlık,mutluluk dileriz "diyerek sözünü tamamladı.
O akşam çıkarken yüreğindeki tarifsiz duygularla son kez iş yerine bakıp servise bindi.
Eve yakın yerde inip pastahaneye uğradı.Bu gün Azminin doğum günüydü.( yani onu evlat edindikleri gündü.)
İki canı da çikolatalı pastayı çok sever diye hemen alıp paket yaptırdı.Alelacele marketten de alışveriş yaptı.
Eli kolu doluydu, çantasından anahtarını zar zor çıkarıp kapıyı açtı.Azmi kurstan ; Ayhan ise işten henüz gelmemişti. Aldıklarını yerleştirip yemek pişirmeye koyuldu.Bir yandan da masayı hazırlamaya başlarken dilinde de şarkı; koşturup duruyordu.
"Bu akşam gün batarken gel
Bu akşam gün batarken gel
Sakın geç kalma erken gel
Aman geç kalma erken gel
Tahammül kalmadı artık
Aman geç kalma erken gel
Sakın geç kalma erken gel ( Beste Tatyos Efendi)
Tabakları dizdikten sonra ; tam ortaya da aldığı kır çiçeklerini vazoya yerleştirip koydu.
"Ohhh işlem tamam"
Bir süre sonra Azmi ardından da babası eve geldi.
" Sultanım bu ne güzellik ?" diyerek eşinin yanaklarından öptü.Oğlan ise annesinin omuzuna başına dayamış öylece duruyordu.
Sofrada geçmişin anıları neşeyle raksederken nazar boncuğu gibi gözlerinle Azmin in mutluluğu bir başkaydı.
Babasının hediyesi çok istediği esofman takımı.; annesinin ki ise bir çift spor ayakkabıydı. Pastasındaki mumları üflerken ;o onsekiz yaşında genç bir delikanlıydı artık.
Esin in emekliliği de ailecek kutlanırken hiç eksilmeyen tatlı sözler vardı dillerinde.
Üniversiteye giriş sınavı için geri sayım başlamıştı.Tüm aileler gibi onlar da farkında olmadan gerilim içindeydiler.. Hangi okulda imtihana gireceği ise posta ile bildirilmiş ; gün evveli yerini gidip görmüşlerdi.
Okul ve dershane öğretmenleri,uzmanlar özellikle en son gün ders çalışmamalarını öneriyordu.
" Temiz hava alın,dolaşın ,müzik dinleyin " diyorlardı.
Veee....o hafta sonu gençlerin bir yerde kader anıydı.Çoğu yakınlarıyla birlikte gelmişti.
Çocukları sıralarda ter dökerken aileleri de okulların bahçesinde onları beklemekte ; kimi elinde kitap dua ediyor,kimi heyecanını yatıştırmak için örgü örüyor,bazılarının tansiyonları yükselmiş vaziyette durmadan su içiyordu.
Azmi sınavdan çıkar çıkmaz hemen onu bekleyen anne babasına sarıldı.( Anne babalar dikkat! Çocuğunuza o anda sınavın nasıl geçti diye sormayın lütfen.Zaten yavrunuz sizinle paylaşmak isteyecektir.Herşeyi zamana bırakın.)
Ayhan oğlunun başını okaşayarak
" Eveeettt ...şimdi hep beraber bir yerde yemek yiyelim."
Esin de" Harika bir fikir canım"diyerek onaylarken Azmi’ye baktı
" Sen ne düşünüyorsun birtanem ?"
"Çok iyi olur doğrusu.Ben daha sonra arkadaşlarımla buluşabilir miyim ?"
" Tabiki" ikisi de aynı anda cevap vermişti.
Bir ay sonra sonuçlar belli olacaktı..
"Kazansan da ; kazanamasan da biz seni çok seviyoruz" ( Bu söz çok önemli. Düşünün bizler yaşamda herzaman sınavdayız.Hatta başarısız olduğumuzda tekrar tekrar kazanmak için uğraşmıyor muyuz ?)
Esin hala emekiliğe alışmaya çalışıyordu. Hele Azmi’nin sınav sonuçları gelsin ; sonra kendince boş zamanlarını değerlendirmeyi düşünüyordu. Bu bir yabancı dil kursu,resim,ahşap boyama,müzik....v.s olabilirdi.
Ayhan ise amirliğe yükselince onu başka şubeye vermişlerdi.
Televizyon kanallarında üniversite sınavını kazanan birinci ,ikinci ve üçüncü olanlar açıklanırken Azmi ,annesi babası bilgisayarın başında kilitlenen internet sitesiniin açılmasını sabırla bekliyordu milyonlarca kişi gibi.
"Anneee,babaaaa açıldı bakıyorummmm."
Üçü de nefeslerini tutmuşlardı...
Esin içinden ne dua varsa okuyordu....
Azmi aldığı puanı görünce gözlerinden yaşlar boşandı .Ağlıyordu...
NEŞE KIZILYAR
ÖYKÜM SİZLERLE DEVAM EDECEK...