Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
TİMUR İNCE
TİMUR İNCE

BÜYÜK ŞEHİRLERİ ANLAMAK

Yorum

BÜYÜK ŞEHİRLERİ ANLAMAK

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

2441

Okunma

BÜYÜK ŞEHİRLERİ ANLAMAK

BÜYÜK ŞEHİRLERİ ANLAMAK

Bir şehrin kaderinde var olmaktır belkide… Dilini anlamak, onunla konuşmak, ona bütün duygularını hesapsızca sunmak… Veya onunla doğup büyümek, yaşamak, sonrada ansızın bir yerde ölmek… Mono karbondioksit soluk alıp vermesinde hayatta tutunmanın O2’lirini keşfedip bulmaktır kül renginde. Yalpalanmak, düşmek, kalkmak, en hırslı intibahı bırakmanın yeridir bazen büyük şehirler. Aşklarında külliyetçi merkezidir. Büyük şehirler böyledir. Kavga ederler, bağırır, haykırır, sever ama çığlığını kimseler duymaz. En haydut menzile de açar yüreğini anne kucağı şevketinde, iki de bir küsüp barışan sevgilileri de görmezden gelir. Nazlanan körpe güzele gülümser altan, delikanlıya ise uyumayacak gecelerle haddini bildirir. Hatta dilenci roman çocuklarını da kovmaz gelmişinden, geçmişinden. Köprülerini sıcacık bir çatı yapar onlara yağmur yağdığında. Kışın soğuğunda çıplak ayaklarıyla gezip duygu sömürüsü fırsatı verir. Sabah sokak simitçisinden düşen susamlara da yurt olur, keşmekeş sokağa düşmüş ayyaşa da ekmeğini bulup verir kendi eliyle. “Allah rızası için…” Babaya benzer büyük şehirler. Sevgisini de, minettini de, nefretini de belli ettirmezler. İçinde saklar neyi var, neyi yoksa…

Evini yolunu kaybetmiş küçücük bir kızın penceresiz, çaresiz ve şaşkınca gözlerine tahammül edemez bazen. Yine de o sokakla karşılaştırmak için acele de etmez. Pamuk helvası rengine bürünür hemen. Ulu orta bisikletiyle turlayan çocukların sesine karışır. Kuş cıvıltısını andırır günlük uğultusu. “oğlum uzağa gitme” diye bağıran bir kadının feryadının saplandığı Sokağın birinde; Arnavut taş kaldırımlarının eskittiği yıllara vefa etmesine benzer büyük kocaman şehirler.

Alın terleri sürekli soğuktur büyük şehirlerin. Ilık rüzgârlarına rağmen…

Fakat hangi ülkeye, nereye gideceğini bilemez saçları iki örgülü küçük kız. Elinde ki yoksul bebeğine acıma, sevme, onu kaybedebilme dürtülerinin ablukasında kalarak ona sarılır, sokulur, anlamsızca yürür, sağa sola ürkekçe bakınarak geçer gider kenar bir mahalleden bilmediği başka bir yere daha. Yaşam hissi arar belki de plastik bebeğin noktalı yanaklarında ve rimelsiz kirpiklerine her baktığı zaman. Onda gördüğü tek şeydir oysa… Sevgi. Tek ve ön şartı olmayan…

Hümanist yorgun düşünceler de büyük şehirlerde voltasını atar ahkâm keserek bir o yana, bir bu yana. Geceye az kalmadan çağırır yıldızlarını. Koyar masaya iki yumruğunu sancıyla. Öfkesini bilemezsiniz, hangi dönemde sinirlenir veya mülayim olur anlaşılmaz. Kirişleri koptuğu zaman; kolundan tutup götüren bir sele dönüşür büyük şehirlerde karanlık. Saçları iki örgülü küçük kızın umudunu yavaş yavaş eriterek acımadan sokaklarında tüketir.

Tuhaflıklarda ve bilinmez zamanlarda kaybeder onu en son…

Zamanlarda böyledir. Babaya benzeyen büyük şehirler gibi minnetsizdirler. Mesafeli, tozlu, yapraksız sisli ve güvenilmez. Büyük şehirlerde ki karanlıklar, kalabalıklar gibi… Kaybeder en son umutları veya tekrar yeşertmek için günü bekler mi bilinmez. Kumardır zamanlar ve büyük şehirler. Şahdamarının kesildiğini belli ettirmezler. Sessizdirler. Hüzünlüdürler. Namerttirler. Sessizliklerinde kayıt ettikleri vesikalı çığlıklar ve işine gelmeyen milyonlarca tutkuya anlatır içinden gelenleri, serüvenlerini.

Zamanlar ve büyük şehirler.

İkisi de yabancıdırlar uzaklara, uzaktakilere… Somun ekmeğinin tadını bilmeyenleri anlamazlar. yaban bir köyde çalılıklar arasında sobe oynayan dizleri yırtılmış çocuklara aldırmazlar pek. Onlara gitmezler pek. Bu yüzden varoş derler. Öteki derler. Ama boncuk gözleriyle de çağırır kendisine doğru. Tüm cazibesine ortaya koyarak cezbederler. Belki de saçları iki örgülü kız çoğuna yaptıkları gibi kaybetmek isterler. İki yumruğunu masaya koymuşken; meze yapmak isterler.

Zamanlar ve şehirler işte böyledirler.

TİMUR İNCE

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Büyük şehirleri anlamak Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Büyük şehirleri anlamak yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BÜYÜK ŞEHİRLERİ ANLAMAK yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
13.12.2011 23:24:28
Beğeni:
0
Okunma:
2441
Yorum:
0
BEĞENENLER
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL