Dam evler
Anadolu Köylerinde çatısız dam evler vardır bu evlerin damları çorak toprakla tesviye edilir ve lo taşı denilen silindir biçimindeki bu taşla pekiştirilirdi. Yağmur yağmadan öncede damlar gözden geçirilir çatlak yerler var ise lastik ayakkabı tabanı ile sürtülerek çatlakların kapatılması sağlanırdı.
Aksi takdirde bu çatlaklardan evin içine yağmur veya kar suları akardı. Kış günüde Kar yağdığında ise yağan kar Ağaçtan yapılmış sıyırgı denilen ev gereciyle de damlara yağan kar kürünüridi.
OĞUL SEN ÜŞÜDÜKÇE BEN DONUYORUM
Yine bir kış günüydü her taraf beyaza bürünmüş, diz boyu kar yağmıştı.
İhtiyar baba hadi oğul kar erimeye yüz tutmadan dama çakalımda karı sıyıralım dedi.
Baba samanlıktan sıyırgaları çıkardı dama çıktı. Peşinden oğlu da geldi
Tam sıyırgıyı oğluna uzatacaktı ki Oğlunun üzerinde ceketinin olmadığını fark etti.
Oğlum üzerine git üzerine kalın bir şey giy de gel Allah korusun hasta olursun dedi.
Oğul babasının bu sözlerine kulak asmadan eline aldığı sıyırgıyla damdaki karı kürümeye başladı.
Yaşlı adam yarı kızgın yarı yalvarır bir ses tonuyla.
Hadi oğlum şu ceketini giyin de gel soğuğa yiğitlik olmaz dedi.
Oğul bu kez sesini yükselterek baba biz damda oturmaya mı geldik? Çalışırken insan hiç üşürümü? Birazdan terlerim hem dağ başında değilizya dedi.
Baba çaresiz sustu. Aradan on dakika geçti geçmedi.
Babanın içi rahat etmedi tekrar yalvardı oğlum inde şu ceketini giy üşüteceksin dedi.
Genç adamı sesini daha da yükselterek
Yaa baba sende taktımı takıyorsun sen üşüdüysen in ben damı sıyırırım yeter ki sen sus dedi.
Adamcağız ağlamaklı bir tavırla sıyırgıyı damdan aşağı karların üzerine bırakıp damdan indi.
Eve girdi evdeki torununu kucağına alarak dama çıktı.
Babasının kucağındaki bebeği gören oğlu Baba sen kafayı mı yedin çocuğu bu soğukta niye dama çıkardın hem battaniyesini de almamışsın, dua etki babamsın diye homurdandı.
Babanın gözlerinden süzülen yaşlar sakallarında buz tutmuştu.
Yaşlı adam konuşurken sesi titriyordu.
Oğul baba yüreği değil mi sende dayanamadın işte. Benim yüreğimde sana kıyamadı Oğul; sen üşüyorsun bense donuyorum dedi.
Evlat hatasını anlamıştı babasına sarılarak bağışla beni baba ben hata ettim diyerek elini öptü gitti ve ceketini giydi.

Kaynak;Yozgat İnceçayır köyü
Derleyen Osman Karaca