10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3308
Okunma

Eşek binlerce yıldır biz insanlarla birlikte yaşayan atgiller ailesinden otçul ve evcil bir hayvandır. İnsanlara, ulaşımın zor olduğu arazi ve hava şartlarında taşımacılık alanında yardımcı olur.
Eşek;
Güçlüdür,
Çalışkandır,
Sabırlıdır,
Vefakârdır,
Cefakârdır,
Dünyada ki en güzel göze sahip hayvanlardan biridir.
Yapılan araştırmalar eşeğin;
Zeki,
Dikkatli,
Arkadaş canlısı,
Oyun sever,
Öğrenmeye meraklı olduğunu göstermiştir.
Eşekler;
Az yem yerler, yediklerinin büyük çoğunluğunu sindirirler. Bu sebeple dışkıları tezek olarak kullanılamaz.
Uzun kulakları sayesinde işitme yetileri çok gelişmiştir. Çok uzak mesafelerden (20 Km.) birbirlerini duyarlar.
Yüzmesini bilmezler, bu sebeple berrak olmayan ve dibini görmediği suya girmezler.
İnatçılıkları temkinli olmalarındandır. Kendisine yararına olmayan bir işi yaptırmak zordur.
İyi bir kılavuzdurlar. Geçtiği bir yolu unutmaz ve bu yoldan hiç şaşmaz. Bu sebeple deve kervanlarının önünde görev yaparlar.
İyi bir yol mühendisidirler. Sağlam zemine basar ve yokuşları en fazla % 7 eğimle, kısa mesafelerde virajlar alarak çıkarlar. Topoğrafik aletlerle yapılan ölçümler aynı sonucu verir.
Bu güzel özelliklere sahip olan sevimli dostlarımızı çoğu zaman ne yazık ki; hak etmedikleri şekilde anarız.
Kızdığımıza da sevdiğimize de, ağzımızı doldura doldura;“ Eşşek!” deriz.
Daha da çok kızıyor ya da seviyorsak, babasını da söylediklerimize ekleriz.
Eşek, zengin dil yapımız içinde ve edebiyatımızda da çok kullanılmış bir hayvandır.
Bazı örnekler vermek gerekirse,
Şiirde;
“Sırtım bozuk, yüküm ağır, yol çamur,
Mevla’ya şükür ki eşek gibiyim.
İzzetim semerdir, vur utanma vur
Mevla’ya şükür ki eşek gibiyim
…
Mahzuni diyorlar, bir sahibim var,
Bazen sırtlar beni, bazen yük atar.
Hep benim cinslerim gevişsiz yutar,
Mevla’ya şükür ki eşek gibiyim”
-Mahzunî Şerif-
“Bed asla necabet mi verir hiç üniforma,
Zerdüz palan vursan eşek yine eşektir.”
-Ziya Paşa-
Söz ve manilerde;
“Mey biter saki kalır,
Her renk solar haki kalır,
Diploma insanın cehlini alsa da;
Hamurunda varsa, eşeklik baki kalır.”
“Eşek ölür kalır semeri, İnsan ölür kalır eseri”
“Meşe meşeye benzer,
Meşe çiçeğe benzer.
Bizim köyün erleri,
Ölmüş eşeğe benzer.”
Fıkralarda;
“Türkiye’ye 1950’li yıllarda Amerikalı mühendisler gelmiş. Bir kısım imar çalışmalarına rehberlik ediyorlarmış.
O zamanlarda yol güzergâhını belirleyecek alet yok, eleman yok.
Nafıa mühendisleri eşeği yokuşa sürüyorlar, arkasından elemanlar şerit metre çekiyor ve eşeğin ayak izlerine kazık çakıp istikamet belirliyorlarmış
Bunu gören Amerikalı mühendis, pratiği kavrayamamış ve sormuş:
- Ne yapıyorlar böyle?
- Rampada yolun güzergâhını belirliyorlar.
- Nasıl yani, anlayamadım?
- Eşek % 7 eğimin üstüne çıkmaz, biz de eşeğin izinde kazık çakıp rampada yol güzergâhı belirliyoruz, demişler.
Amerikalı katıla katıla gülmeye başlamış. Yatışınca da sormuş:
- Peki, eşek bulamayınca ne yapıyorsunuz?
Yetkili Cevap vermiş:
- Amerika’dan mühendis getirtiyoruz.”
Atasözlerinde;
“ Eşek kocamakla tavla başı olmaz.”
“Eşek, kulağı kesilmekle küheylan olmaz.”
“ Eşek, bir defadan fazla çamura düşmez.”
“Eşek, çamura düşse sahibinden gayretlisi olmaz.”
Kıssalarda;
“Bir gün, bir çiftçinin eşeği kuyuya düşer. Adam ne yapacağını düşünürken, hayvan saatlerce anırır. En sonunda çiftçi, hayvanın yaşlı olduğunu ve kuyunun da zaten kapanması gerektiğini düşünür ve eşeği çıkartmaya değmeyeceğine karar verir. Bütün komşularını yardıma çağırır. Her biri birer kürek alarak kuyuya toprak atmaya başlarlar.
Eşek, neler olduğunu fark edince, önce daha çok bağırmaya başlar sonra sesini keser.
Eşeğin sesi kesilince çiftçi, birkaç kürek toprak daha attıktan sonra, kuyuya bakar ve gözlerine inanamaz. Eşek, sırtına düşen her kürek toprakla müthiş bir şey yapmakta, toprağı aşağıya silkeleyerek yukarı çıkmasına basamak hazırlamaktadır. Bir süre sonra, komşular toprak atmaya devam edince, herkesin şaşkın bakışları arasında eşek, kuyunun kenarından dışarı bir adım atıp, koşarak uzaklaşır!
Bu kıssadan alınacak ders:
Hayat, her türlü pisliği üzerinize atacaktır. Kuyudan çıkmanın sırrı, atılan pisliği silkeleyip bir adım yükselmektir.
Siz de, üzerinizdeki pisliği silkeleyin ve aydınlığa merhaba deyin.”
Bunlar gibi daha niceleri, dilimizde, edebiyatımızda ve mizahımızda kullanılmıştır.
VELHASILI EŞEĞE, EŞEK DEYİP GEÇMEYİN,
DUYDUKLARINIZI DA KULAK ARDI ETMEYİN.
ENDAMI VE DURUŞU, ASALETLİ OLSA DA,
KENDİNİZE, EŞEK GİBİ KILAVUZ SEÇMEYİN.
Bekir GÜÇLÜER