yedi harikası,binlerce rezaletiyle dünya,
altıncı hissiyle hissizlikte taht kuran insan
beşinci boyutuyla mekan aşan zamanlar
dört kapıdan bir yurda girilen yasalar
üç ihtimaliyle gaflet yayan hile oyunlar
iki tarafıda ayırdetmeden birleyen fırtınalar
bir sonuçla bir hale bürünür,
ya biri olur alelade
yada pir olur,fevkalâde...

bire eklenen kuvvet bulur
iki gönül bir olursa samanlık seyran olur
üç elmanın kereveti kime düşer bilinmez
dört yiğit var ilklerden, aşk okunur iliklerinden
beş duyu organıyla beş para etmez işlere koşar insan
altı şartınıda tamam eylemekle mesulken insan...
yedi iklim dört bucak,hal budur gez de bak..
hürdür insan,serbesttir inanmak yada inanmamak..

yedi gün yedi gece,arıyorum hece hece
altı günde varedilen dünya,yaradan yüceden yüce
beş parmağın beşide bir değil,kimi kalın kimi ince
dört nala giden kıratlar nicedir şimdi,nice?
üç satırlık kelam ettik,vakit olmuş haylice
iki lokma ekmek için bir ömür geçer ince ince
bir hüküm vardır her insan giyer vakti gelince
insanlık bir mana denizidir,yiğit olan girer;pek derince...