16
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1428
Okunma

Edebiyat öğretmeni
"Azmi çok duygusal ve hassas " derken
Fen öğretmeni
"Dersime ve anlattıklarıma oldukça ilgili iyi bir öğrencim" diye bilgilendirdi.
İngilizce öğretmeni
"Oğlunuzdan memnunum; aklı başında ,terbiyeli " diyerek yanıtladı.
Matematik öğretmeni ise
" Bazen dikkati dağılıp konuyu anlayamadığı oluyor ama ; gene de gayret ediyor"dedi
Ayhan la Esin tek tek teşekkür ederek ayrıldılar.
"Sultanım ; ne düşünüyorsun ?"
" Hiççç...oğlumuzu... ahh! bir üniversiteyi kazansa; diyorum içimden."
" O da olacak inşallah."
"İnşallah canım.Ama cep telefonu hiç elinden düşmüyor ki; bilgisayar da öyle."
"Evet maalesef tüm gençler günlerini bunlarla geçiriyor.İstersen nasihat etmeden bu konuyu onunla konuşalım.Aslında boş zamanlarını sporla,sanatla,kitap okuyarak da değerlendirmeleri gerekir."
"Doğru diyorsun.Bilgisayar sadece oyun oynamak için olmamalı ."
" Sultanım eskiden kütüphanelere gider öğretmenlerimizin verdiği ödevleri araştırır yapardık.Oradan kitap alır; okuyunca teslim ederdik değil mi?"
" Ne güzeldi..."
" Şimdi bırak çocuklarımızı,büyükler bile kitap okumuyor nedense."
" Evet , ne yazık ki...Acaba bizler mi evlatlarımıza okuma alışkanlığı veremiyoruz?
" Kim bilir ?"
Azmi balkondan anne ve babasını görmüş ; hemen kapının otomatiğine basmıştı.
"Hoş geldiniz." Soru dolu gözlerle onlara bakıyordu.
"Hoş bulduk oğlum."
Odası gene hallaç pamuğuna dönmüş; masasında defter ,kitap ne ararsan vardı.Okul formasını sandalyenin üzerine atmıştı.
" Yavrum sen ne zaman düzenli olacaksın? Çok merak ediyorum doğrusu."
"Offf ! anne yaaa ; toplarım şimdi."
( Her konu paylaştıkça güzelleşir ; her sorunun düğümü tatlılıkla çözülür değil mi ?")
"Öğretmenlerin memnun; ama daha dikkatli ,disiplinli çalışmanı istiyorlar senden."
Babası söze devam etti bu kez:
" Artık yavaş yavaş üniversitenin yolunda yürüyorsun oğlum.
Onlara gülümsedi.İkisini de çok seviyordu çokkkk.
" Haklısınız ,benim de idealim : Avrupa Birliği Uluslararası Dış İlişkiler.Bu bölüm gerçekten ilgimi çekiyor."
" Çok güzel,haydi hayırlısı oğlum."
Esin mutfaktan meyva dolu tabağı getirip masaya bıraktı.
" Ahh ! biliyor musunuz ? Ben çocukluğumdan beri hep öğretmen olmayı isterdim."
" Neden bu isteğini gerçekleştirmedin anne ?"
" Okullarda sağ sol çatışmaları o kadar fazlaydı ki...Kısmet değilmiş,
gidemedim..Ama çalışırken tekrar şansımı denedim.bu kez Anadolu Üniversitesi ,İşletme Fakültesi Yönetim ve organizasyom bölümünü kazanıp akşamları kursa giderek bitirdim.
" Harikasın sen annem.Babam ya sen? Anlatsana ne olur."
" Ben haylaz bir çocuktum doğrusu.Ortaokulu hep ikmale kalarak zar zor bitirdim.Ama liseye geçince çalışmadan hiç birşey olmadığını anladım. Üniversiteyi ikinci kez girdiğimde kazandım. "
Azmi ders çalışmak için odasına döndü.Esin mutfağı toparlarken Ayhan da meyva tabaklarını toplayıp onun arkasından gitti. Usulca eşinin yanağından öpüverdi.
İkisi de oğlanın odasına baktılar. Uyuyordu...
" O hala benim bebeğim biliyor musun?"
" Sultanım artık delikanlı oldu meleğimiz."
NEŞE KIZILYAR
ÖYKÜM SİZLERLE DEVAM EDİYOR...