3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
757
Okunma
DERSİMİZ DERSİM
Son günlerde DERSİM konusu gündeme taşındı. Çoğu kulaktan dolma bilgi ve söylentilere göre yazılıyor, söyleniyor, tartışılıyor. Oysa tarih araştırmaya, bilgi ve belgeye dayanmalıdır.
Dersimle ilgili yerli ve yabancı kaynaklara dayanan arşivlerde çok sayıda belge ve bilgi bulunmakta.
Bu konuda en ayrıntılı kaynak eseri bilgi ve belgeler ışığında yazan değerli araştırmacı yazar RIZA ZELYUT olmuştur. KRİPTO YAYINLARI arasında çıkan “DERSİM İSYANLARI ve SEYİT RIZA GERÇEĞİ” adlı eserde:
-Dersim’in Demografik yapısı,
-Dersim AŞİRETLERİ,
-Dersim adının anlamı,
-Bölgenin coğrafi özellikleri,
-Dersim isyanları ve Seyit Rıza gerçeği,
-Dersim isyanının perde arkası ve ilk kürtçü örgütler,
-İsyanlarda dış kaynakların etkisi…
Gibi başlıklar altında konu belgelere dayalı olarak bütün derinliği ve genişliği ile işlenmiştir.
1732 tarihli padişah fermanında Dersim ismi, aşiret olarak “Dersimlü” biçiminde verilmiştir. “Osmanlı Belgelerinde Dersim Tarihi “inde şu bilgilere yer verilmiş:
“Çarsancak (Akpınar ) kazasında oturanlardan Karaçorlu Elhac Osman; sarayıma dilekçe verip bu ilçede bulunan Şeyh Hasanlı ve Dersimli eşkıyası, öteden beri bölgedeki halkı ,köylüyü,işçiyi soymakta,yoksulların mallarını ve erzakını yağmalamakta,çoluk çocuklarını çalmakta, esir etmektedir, bunu gelenek edinmişlerdir.(…)
Ayrıca 1745 ve 1751 tarihli dilekçelerde de Dersimlü ve Şey Hasanlu kabilelerinden/aşiretlerinden yakınmalar çok daha şiddetli biçimde dile getirilmiş. Bu aşiretlerin 13 köyü yağmaladıktan sonra yakıp yıktığı anlatılmış.
Bu gelişmeler karşısında değişik fermanlarda ve 1782 tarihli fermanda; burada sıkı önlemler alınması istenmiş.
Belgeler bu iki kabilenin etkili olduklarını ve bölgede aşiretler arası çatışmaların da sıkça yaşandığı yine yazışmalardan ve fermanlardan anlaşılmaktadır. Çok eskilere uzanan bu aşiret kavgaları 1925’te bütün şiddetiyle devam ediyor. Ölüyorlar, öldürülüyorlar.soygun, vurgun devam ediyor, asayiş sağlanamıyor.
Kontrol edilemeyen bir coğrafi bölgede bir aşiret düzeni kendi kanunları ile sürüp gidiyor uzun bir süre. Alınan önlemler ve tedbirler yetersiz kalıyor.
Hazar Denizi çevresinden gelen Kıpçak,Kuman,Deylemli,Saka,tahtacı Vb. obaların yerleştiği Dersim bölgesine MÖ 7. Yüzyılda Sakalar,Hunlar, Gök Türkler,Oğuzlarda çok önce gelmişlerdir.
İçerde ve dışarda art niyetli araştırmacılar Sarı Türkleri kürt nüfus olarak göstermeye çalışarak etnik yapıyı ele alarak Doğu ve Güney Doğu Anadolu’da ayrımcılığı sürekli körüklemişler ve yaratılacak bulanık hava içerisinde kendi çıkarlarını açık ve gizli olarak yürütmeye çalışmışlardır. Dersim gerçeğini anlamak ve Dersim’in geçmişi ile yüzleşmek için doğru ve sağlıklı bilgiye sahip olmak ve tarihi siyasi çıkarlara kurban etmeden doğru okumak gerekmektedir.
Bu konuda tarihi belgelere dayanılarak değerli araştırmacı yazar Rıza Zelyut tarafından kaleme alına “DERSİM İSYANLARI ve SEYİT RIZA GERÇEĞİ” adlı kaynak eserin okunmasını tavsiye ederim.
Mustafa Kemal Atatürk 16 Ağustos 1931’de şöyle söylemekte:
“Tarih yazmak; tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan, yapana sadık kalmasa; değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.”
YAHYA AKSOY