Buckingham sarayında akşam yemeği menüsü…
-Hoşgeldiniz
-Hoşbulduk!
-Menümüz de bu akşam
Özel sosla marine edilmiş wagyu sığır eti ve morinyo dilimleri
Delamare baharatlı flame
Hardal soslu fleto ve marul
1968 yılından mahsen de muhafaza edilmiş kırmızı şarap
-ve…
-Afedersiniz su alabilirmiyim?
-Tabi efendim
-Klore marin mi olsun
-Hupereia dali mi
-Dizel olsun!
Bu ne ya!
Gerçi kurufasülye pilav turşu olacak hali yok saray menüsünde ama,saray adap ve geleneklerine göre ağırlanacak misafire uygun ve en iyi ağırlama usulünce hazırlanıyormuş menü…
Yani 1968 yılına ait bir şarap yerine 2005 tarihli bir şarap servis edildiğinde
-Abdullah görüyor musun bize 6 yıllık şarap sundular
-Hakaret bu
Diye algılanmazdı herhalde
-gerçi şarap 1856 tarihli de olsa fark eden bir şey olmaz ya oda ayrı mesele
Hani şu türk kahvesi yanında getirilen su vardır adetlerimiz arasında hep merak etmişimdir bu su niye gelir,kahvenin tortusunu yutmamızdan dolayı küçük dilimizin dimağımıza yapışmasını absorbe etmek
Yada bir acı kahvenin kırk yıl olan hatırını acılığını alarak 80 yıla çıkarmak adına…
Osmanlı da kahvenin yanına su getirilmesi,misafirin aç mı tok mu olduğunu anlamak için yapılan bir ikrammış
Eğer misafir kahveyi alır ise tokum anlamında kabul görürmüş,su alıp kahveyi almaz ise açım der ve derhal sofra kurulurmuş…
Biz ikram edilen kahveyi içip arkasından suyu içtiğimizde muhtemelen aç karnına içtik kahveyi bari su içeyim de midemi bastırsın anlamına gelmiyordur umarım..
Gerçi tok açın halinden ne anlarmış da oda işin cabası…

A.B.2011
-