Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
pelin
pelin

DEPREM İÇİMİZDE

Yorum

DEPREM İÇİMİZDE

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1760

Okunma

DEPREM İÇİMİZDE

DEPREM İÇİMİZDE



Kendini hatırlatmayan bir kişiyi ya da bir olayı hatırlar mısınız kolay kolay… Hepimiz biliriz ki hatırlamak eylemi için beynimizin ve kalbimizin ortaklaşa bir çalışma içerisinde bir parça acı duymaya ihtiyacı vardır. Peki ya bilir misiniz kendini zaman zaman hatırlatan tarihi… Yaşattıklarından ders alamayanlar için mi yoksa inatla onu dikkate almayanlara ders vermek için mi bilinmez ama yürekleri yakar tarih kimi zaman tekrar ve tekrar… Boşuna dememişlerin ağzında sakız olur “Tarih tekerrürden ibarettir” sözleri…

Bir babanın çığlıkları duyulur, çaresiz koşup dururken oradan oraya… Ağlarken “Karım ve dört aylık bebeğim vardı içerdi” diye bağıran bir babanın aklına gelir mi acaba o anda “erkekler ağlamaz” gibi sözlerle uğraştığı anlamsız zamanlar… Annem vardı içerde diye ağlar başka bir köşede küçük bir çocuk… Enkazın altında kardeşim vardı der genç bir kız, ağlamaktan bitkin düşmüş bir halde… Objektiflerde yerini alır bütün kareler uzun zaman ekranlarda gösterilmek üzere…

Anlayabilir mi hiç yaşamayan bir kişi bu duyguları acaba, mümkün değil…

Tırnaklarla betonları kazımak, kucaklayarak kiremitleri oradan oraya taşımak, bir ses duymak için yalvarıp yakarmak belki de yaradana… Ağlamak… Yalvarmak… Bağırmak… Ölmek istemek…

Akıllara gelen ölme fikrinin, çaresizlikten daha az acı vereceği düşünülür belki de o anda…

Bir de altında olmak var enkazın, yaşıyor olduğuna sevinebilmek mi yoksa kurtarılacak mıyım acaba diye düşünmek mi… Bağırmak, bağırmak ama sesini duyuramamak, üzerinde hissettiği ağırlığın büyüklüğünü tahmin edememek… Kim bilir neler düşünür insan o anda o enkazın altında… Kendisini mi yoksa sevdiklerini mi… Yaptığı hataları mı yoksa pişmanlıklarını mı…

Ne kadar boş gelir her şey ve ne kadar anlamsız dışarıda kalanlara…
Ne kadar boş gelir her şey ve ne kadar anlamsız içeride kalanlara…

Sağ olarak bir çıksın dışarıya geriye boş…
Sağ olarak bir çıkayım da dışarıya gerisi boş…

Oysa öyle olmaz…

Sağ çıkanlar ve sağ çıkarılanlar devam ederler zamanla hayata her şeyi unutarak ve yaşananlardan ders almayarak… Ancak içerde sevdiklerini bırakanlar için aynı olmayacaktır durum, onlar yüreklerinde taşıyacaklardır hep tarihinin bu kendini hatırlatma eylemini… Beyinlerine kazınacaktır bu günün tarihi, rüyalarında göreceklerdir yıllardır aynı görüntüleri ve kulaklarında çınlayacaktır duydukları o sesler…

Sonra pişmanlıklar çıkacaktır ortaya zamanla, keşkelere sığınmalar diğer bir söyleyişle…

Keşke bağırmasaydım sabah evden çıkarken anneme…
Keşke çocuğumun kalbini kırmasaydım sabah sadece bir bardak kırdı diye…
Keşke ablamla kavga etmeseydim sadece ve sadece basit bir kazak yüzünden…
Keşke eşimi kırmasaydım sudan bir sebepten sadece…
Keşke sevdiğimi söyleyebilseydim ona son bir defa…
Keşke ben de evde kalsaydım…
Keşke onu da dışarı çıkarsaydım…
Keşke keşke keşke keşke olmasaydı hiç keşkeler…

Zor…
“Yaşamayan anlayamaz” derler ya her şeyi diyenler, yine dediler gibi geldi bana…

Sözün özü, gerçeği mi arıyorsunuz yaşamda, alın size gerçeklerden bir tanesi: “DEPREM”

Diğer gerçekler de var ayrıca: Bilgisizlik, cehalet, tedbirsizlik, bencillik gibi ama onları zaten konuşacaktır depremden sonra herkes, bıktırıncaya kadar…

Benim ise bu sefer canımı yakan en büyük gerçek “ırkçılık” oldu… İnsanlar yaşam savaşı verirken, canlarının -hatta bazıları mallarının- derdine düşmüşken ve yürekler yanarken tuzu kuru dedikleri türden insanların oturdukları yerden sizden kaç kişi ölmüş, bizden kaç kişi ölmüş muhabbetlerine devam etmesi yakıyor aslında insanın canını en çok…

Bu kadar mı uzaktayız artık insanı insan olarak kabul etmekten ve insanı insan olduğu için sevmemiz gerektiğinden… Sormak istiyor insan bu noktada: “Suç bizlerin mi yoksa kendi içimizde bizleri birbirimize bu kadar düşman eden başımızdakilerin mi?” diye…

Yazık…
Kim olursa olsun o enkazın altında kalanlar, hangi düşünceyi savunuyor olurlarsa olsunlar, ne yaparlarsa yapsınlar yani her şeye rağmen ölmeseler KEŞKE diyebilmeliydik hepimiz…


O değil de depremle aynı gün şehit olan askerlerimiz var, onların da farkı yok aslında o enkazın altında kalanlardan… Tedbirsizlik kurbanı olmanız bir yana dursun böyle bir günde şehit olmanız sadece ailenizin yüreklerini yakacak ne yazık ki…

Bir de benim tabi…

Pelin…
(Tarihe kazınacak olan acı günlerden bir gün)




Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Deprem içimizde Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Deprem içimizde yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
DEPREM İÇİMİZDE yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Mehmet Emin Karademir
Mehmet Emin Karademir, @mehmeteminkarademir
25.10.2011 15:14:41
ah pelin hanım ah...anlatılacak onca şey var oysa...kelimeler bile yitik kalır yanında...yüreğinize sağlık...
_cânâ_
_cânâ_, @-cn-
23.10.2011 18:01:10



Bir depremzede asla unutmuyor, yaşı çok küçük bile olsa.

Van Ercişlilere geçmiş olsun.

saygıyla
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL