Sıhhiye pazarını gezdikten sonra tekrar Kızılay’ a gitmek üzere yola koyuldular. Konuşurken, Kızılay’a geldiklerinin bile farkında olmamışlardı. Birlikte oldukları zamanlarda, zaman su gibi akıp, geçiveriyordu. Nur; birden bire olduğu yerde durdu. Aklına, okumak istediği bir kitap geldi.

“ Mesut ! Şimdi hatırladım. Bir kitap vardı; okumak istediğim. Yüksel Caddesinde bakmış ve sonra alırım düşüncesiyle almamıştım. Gidelim mi ? “

“ Tabii ki sevgilim. Seni bu yüzden, çok seviyorum. Okumayı seviyorsun. Hemen gidip alalım. Hatta, ben de bakayım; yeni çıkan kitaplara. “

Yüksel Caddesine doğru çıkan sokağa girdiklerinde, merdivenlerde, sergi açmış üniversite öğrencisi oldukları anlaşılan gençleri gördüler. Öğrenimlerinin yanında, bu işi yaparak, ailelerine yardımcı olmaya çalışıyorlardı sanki.

Biraz daha ilerledikten sonra kitapevlerini gördüler. Kitapevlerinden birine girecekleri sırada, karşıdaki küçük bir dükkandaki hareketliliğe gözleri takıldı. Önünde, çiçekler, çelenkler ve insan topluluğu vardı.

Kitapevine girmekten vazgeçip, o tarafa yöneldiler. Dükkanın tabelasında “ Mustafa’ nın Sanat Kahvesi “ Yazılıydı. Kapıdaki insanlara baktıklarında, hepsinin gözleri ışıl ışıl, işyerinin açılışındaki heyecan yerleşmişti.

Biraz bekledikten sonra açılışı yapacak olan Ahmet ÖRNEK göründü. Dükkan sahibi olduğu anlaşılan Mustafa SAKARYA, heyecandan titrer gibi karşısında bekliyordu.

Eline mikrofonu alan Dükkan sahibi Mustafa, derin bir nefes aldı ve ;

“ Sevgili dostlarım, bu mutlu günümde beni yalnız bırakmadığınız için hepinize teşekkür etmek istiyorum. Burayı açmak için çok düşündüm. Amacım, Edebiyata hizmet etmek. Yazar dostlarımızın bir araya geldiği, edebiyat sorunlarını ele alabileceğimiz bir mekan yaratmaktı. Allah da bana bunu nasip etti. Şimdi, aranızda bulunan Edebiyat Defteri sitesinde Öykü Sevenler Atölyesi üyeleri dostlarımı, sevgili Ahmet Ağabeyimin yanına davet etmek istiyorum. Hepsi farklı İllerde oturmalarına rağmen, sağ olsunlar, davetimi kırmayarak geldiler buraya.

Sayın; Ali Özkanlı, Sayın : Selahattin YETGİN, Sayın; Eser Aslanlı, Sayın; Emine Uysal, Sayın; Emine Usta, Sayın; Tacettin Yıldırım, Sayın; Bedri Tokul, Sayın : Nihat İlkçioğlu, Sayın : Refika ERTEKİN, Sayın : Nurcan Baydar Çınar, Sayın ; Nar-ı Çiçek, Sayın; Su misali, Sayın ; Üzüm Karası, Sayın : Ali SEL, Sayın : Arafi , Sayın; blanco_lynx, Sayın; Handan Akbaş, Sayın : Ayhan Sarıkaya, Sayın ; Suskunbiradam, Sayın : Eyüp Demirci, Sayın; Nebulax-81 Hülya Cesur, Atölye kurucusu Sayın : Nermin KAÇAR,

“ Sizleri buraya alabilir miyim ?”

Sırayla, açılışı yapılacak olan platforma gelen ismi okunan üyeler, bir araya geldiler. Tam o sırada dükkanın önüne doğru koşan ve koşarken de bağıran birini gördüler.

“ Ya kardeşim ! Beklesenize beni. Bensiz açılış mı olur ? Pazardan çıkamadım bir türlü. Kaçıracaktım az kalsın açılışı. Kambersiz düğün olur mu ? Ayhan Sarıkaya’ sız açılış mı olur? Bu arada kitabım da çıktı bakın ! Tam iki tane...Gerçi kimse kitap okumyı sevmiyor ama ben yine de yazdım.

Ayhan Sarıkaya’ nın bu sözlerine, davetliler kahkahalarla cevap verdiler. Açılış heyecanla yapıldı. İkram edilen, yiyecek ve içeceklerin eşliğinde, sohbet iyice koyulaşmıştı.

Gençler, biraz daha durduktan sonra kitapevine doğru yol aldılar. Elleri sıkıca kenetlenmiş ve sevgilerinin gücünü yansıtıyordu sanki. Okullarını bitirdikten sonra yuvalarını kuracak ve mutlu bir yaşam süreceklerdi. Aileler, birbirini tanıdığı için işleri de kolaylaşacaktı.

Birbirine kesişen yollar, mutlu bir noktada birleşmişti.

FİNAL



Nermin Kaçar - 11 Nisan 2010 Pazar