İlahi kudretin gücüne ister inanın ister inanmayın.Kimi akıl almaz senaryolarla,biyolojik alandan ürettiği kanıtsız iddaalarla hayatımızda,kimi de beşeriyetin hakkını akla uygun ispatlarla gözümüzün içine sokuyor.Akıl baliğin nefasetinde kendini insan hisseden her birey,gerçeği kendi yaşamında hisettirirken bazen insan görünümlü figürlerde,yine onu var eden gücün izni ile kendini farklı kılmak adına,daha da vehimi;Ona çanak tutan pahalı kravatlılar,ya da bedenini elinden geldiğince teşhir eden şirineler tarafından övgü ve taktirin zirvesine taşınarak,teknolojik araçlar yolu ile adeta fıtratımızı zorluyorlar.
İnsanın akıl mevcudiyetiyle engin duran iradesini kullanarak hayatımıza böylesine bir hegemonya dayatan güç nedir acaba?
Sosyal yaşantımızı söyle bir kaç yönü ile irdeleyelim..
Medya:Yazılı ya da görsel olsun,teraziye koyduğumuz yaşam biçimini etkileyen en ’baba’göbeğini kaşıyanların ego aracı.Ki batıdan taklit ettiği sadece kendi çıkarları uğruna’haklı ya da haksız’hiç ayırt etmeden bizim gibi asılsız haber tiryakilerinin gözüne en başarılı profilleri bile namus fukarası ya da hırsız gösterebiliyor.Bir akşam haberlerinde ve ya sabah elimize aldığımız gazetede okuduğumuzda yüzümüzü ekşiterek lânetlediğimiz onlarca insan var.Basın hürriyeti şemsiyesi altında,köşelerinden allı pullu küfürler sallayan sallayana...
Sanat:Sadece erotizimle beslenen dangalakların devlet sanatçısı olmayı bile kendine hak gördüğü bu ülkede,beyaz perdede en çok söven senaryoların ne kadar zavallı karakter yarattığı da ortada işte. Bozulan aile yapısında yine ahkâm kesen ’kariyer’sahipleri de maneviyattan bi haber atıp tutuyor.Bu ülkenin prim yapan en ünlü kişiliklerinin bu ünvanı nasıl elde ettiği ortada değil mi?Nabza göre şerbet diyerek erotizim ve küfrün yankılandığı salonlar hiç boş kalmıyor.Bir örnekle uzun zaman önce en fazla 20 kişi ile ’Keşanlı Ali Destanı’adlı oyunu seyrettiğimde,perde kapanmadan Engin Cezzar’ın söylediği sözleri hiç unutmadım..
’Kemiksiz dille cesur bir degaje boş koltuk bırakmaz’
Ebedi istiratgâhında olan bizi güldüren ve eğlendiren şahsiyetleri anarken bile,aile yapısını yeryuf eden ’Davaro’dan abesle iştigal kesitler veren ’akıllılar’,komedi ve mizahi insanca yüreklerimize dolduran ’Gazanfer Özcan’ı tek satırla küçük bir ayrıntıya sığdırmıyor mu?
600 yıl dünyaya hüküm süren,desturundan zeval gelmeyen bir imparatorluğun,başını kuma gömmüş devekuşları gibi yaşamaya devam edersek,husumetlerimizle gerçekleri yalan ve karalamalarla örttükçe,tarihi yaşadığı tarihte yazan evlâların hakkını vermeyipte,hayal ve uydurma kitapların raflarımızı süslediğini gördükçe daha çok ’walt stret’in meraklı müdavimi olacağız.Saygımla



Faruk CİVELEK