1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1119
Okunma
Sokaklardan geçiyorum, belli belirsiz bi gölge gibi ,akşam vakitlerinde. Sevgililer kendi hallerinde. Tartışıp duran da var, birbirine sokulanda. Öpüşenler var, parmaklarını kenetleyenler. Gelecek tasarıları kuranlar. Vitrinlere bakıp iç geçirenler. Sevgilisine bakan varmı diye çevreyi kolaçan edenler. Güzel alımlı bir kadının sevgilisi olmaya hak kazanan delikanlıların o gururlu yürüşüde renk katıyor sokaga elbette.
Ve önümde bir çift yürüyor. Hararetle konuşuyorlar. Belliki delikanlı bi hırtlık yapmış, yada kadın öle yorumlamış erkegin davranışını. Kadın güzel biri . Erkekde hoş.
Ve kadın, O gün sen bana gerekli özeni göstermedin. Beni kırdın, ama farkında degilsin, diyor sevgilisinin gözlerinin içine bakarak.
Yüzü renkten renge giriyor erkegin.
Kadını ne yapıp da kırdıgını bilmedigi için diyecek bir şey bulamıyor. Sarılıp öpüyor sevgilisini yanagından. Fakirse sigarasını yakmakla meşkul çakar almaz bir çakmakla. Yeterince üzüldüm diyor senden önce, diyor kadın, adamın hallerine hiç aldırmadan, sakın beni üzme! Taman diyor delikanlı, asla üzmüyecegim seni. Sözü hiç duymamış gibi yapıyor kadın.
Ve, sen bilirsin diyor, üzüldügümü hissettigim an kaldırıp atarım seni hayatımdan .
Ve erkek susmayıda eklemek zorunda kalıyor kimligine.
Anonim