13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
6456
Okunma

içimdeki çocukla bir günlük kaçamak ... !
Hangi köşesinden tutunup atılsam yollarına bilemedim . Yüzüme kazınmış yorgunluğumun altında uyuyakalan biri vardı . Saçlarımdan asılıyor , göz torbalarımın içinde zevk_i sefâ yapıyordu. Ara ara yokladığım kapısından hiç boş göndermezdi beni sağolsun.Kahkahaları ayaklarımı gıdıklıyor , pınarlarımda yüksek sesle gezinen dalgaların belini kırıyordu her seferinde.Biraz daha umutla bakmak için gittiğim tek adres diyebilirim.
Bu sabah ezan sesinin ardından dualara yük yaptım onu. Bütün gün boyunca boynuma asıp eksiklerimi tamamlamalıydım. Hayatan bir kez daha şans istiyordum .
Ve geldi . . .
Daha karanlık gözlerini açmamış , adımımı attığım sokağın başında ayağıma takılan kola kutusuyla başlar günüm. Etraf sessizliği giyinmiş üvey bir dost gibiydi ve o büyüyü bozacak birine ihtiyaç vardı .Hiç üşenmedim ayağımın ucuna bıraktığım gibi var gücümle salladım boş kutuyu ıssızlığa. Önce çöp kutusu ile bir çığlık koptu sonra da yaşlı bir amcanın sırtına düşmesiyle pişmanlıklar. Canını yakmış olmayı düşünmek üzüyorken , bir yandan da korkuyordum açıkçası.Ama o ise kirli bakışları ile garip bir tebessüm bıraktı telâşımın üzerine.Derin bir nefes aldım , anlaşılan bana kızmamış hatta boyuma posuma bakıp şöyle güzel de dalga geçmiş kendi içinde.Olsun canı sağolsun ne olacak , bir daha nerede görecekti ki beni ....
Gün devam ediyor ve ardındaki sır perdesi beni daha da heyecanlandırıyordu. Aklım tersine çalışmaya , düz geçen zamanın arkasına çıngıraktan kuyruk yapıp belâya karışmaya o kadar meyilli ki anlatamam .
Öncelikle çıktığım bu yolun sonundaki iş gerçeğini değiştirmekle başlamalıydım.
Nasıl olacaktı peki !!!
Tanımadığım bir arabaya yaslanıp düşünürken ellerim boş durmuyor tabiki. Silecekler ayaklanmış , buğulu camlarına içinden ok geçen kalpler çiziyordum . Tâki sahibi gelene kadar , yüzüme bakarak îmâlı bir günaydın ile yanaklarımı kızartır önce sonra da silecekleri indirir doğru adrese. Kafasını sağa sola sallayarak sabah besmelesini de söylene söylene gider yoluna .
Derken yeşil ışığı yanar aklımın bahanelerden yana , sadece kararını vermem yeterli olacaktır !!!
Gece ayağıma krap girdi yürüyemiyorum ya da merdivenlerden kaydım bileğimi incittim, hangisi daha inandırıcıydı acaba . Yoksa Nutella yemekten zehirlendim mi deseydim :) Neyse ki yöneticim yalan konuşmayacağımı bildiğinden ne söylesem inanacak.
Zaten bu yalanı ben değil o söylüyor değil mi?
Bir mesaj ile bilgilendirme yapılır ve gün gözlerimden akmaya başlar. Tamam her şey güzel hoş da ayaklarımda topuklu ve anca yürüyebildiğim dar kesim etek ile ne yapabilirdim ki ? Hemen eve çıkıp üzerimi değiştirmeliyim.
Ayaklarıma rahatlığı , saçlarımı iki yandan örerek görüntüme çocukluğumu kazıyıp çıkmalıyım zaman kaybetmeden.
Evetttt artık hazırım !!!
Önce bir kaç durak ilerde yer alan ilköğretim okulunun kalabalığına göz diktim ve öğrencilerinin derse girmesini bekledim sinsice . Ortalık gürültüden ayrılınca bir hareket katılmalıydı kurulu düzene öyle değil mi? Siz de olsanız aynısını yapardınız biliyorum .Gözüme kestirdiğim bir sınıfa , öğretmenlerinin gelmesi ile camında içeriye ince bir taş attım , tüm dikkatler dağılır hemen...Bütün gözler bu rezilliği yapanı görmek için arayıştayken ben hiç bir şey olmamış gibi durağımda otobüs bekliyorum. kıkıkıkıkı :)
Yaşasın ! kimvurduya giden bir olay daha , küçük bile olsa :)
Tam da işe gitme saati olduğundan tıka basa dolu bir araç gelir yanaşır durağa. Amaç belli , adreslere gidilecek ve olaylara müdâhil olunacak. Önce Bostancı sahilinde çakıl taşlarından kale yapmaya projesi var , hadi !!!
Paçalarımı sıvadığım gibi elimdeki kovalarla malzeme toplamaya koyuldum. Köşelerini taradım ,bulup buluşturduğum herşeyi doldurup ıslak kumların üzerine yığdım. Sağlam bir temeli olmalı ki fotoğrafını çekeceğim âna kadar dayansın. Bir yandan soğuk terler dökerken diğer yandan inşaat devam etmektedir. Ne kadar istediğim gibi olmasa da yamuk yumuk bir kale görüntüsü oluşur emeğimin karşılığında. Deniz yıldızları ve kabuklarla süslenmiş , yaşıma uygun bir eser çıkardım sanırım :) Yanımdan geçen iki sevgiliden rica ederek o halimi onaylattım.
gülümseyin . . .
ve o an artık ölümsüz !!!
Zaman ilerliyordu ve gücümün sirenleri çalmaya başlamıştı. Doyurmalıydım açlığını ki günün devamı gelsin. Sokak satıcısı genç bir çocuktan simit ve meyve suyu alarak bir bankın üzerinde martıların konuşmalarına karıştım.Birden bire gözlerimde şiirlerim, gecikmişlerim , kayıplarım gezinmeye başladı. Meğerse içimdeki çocuk uyuya kalmış hemen dürttüm uyandırdım. Gözlerime ışık geldi , daha önce hiç yapmadığım bir hayalimi gerçekleştirmek üzere yola devam etmeliydim. . .
Sıra köprüyü geçmekte . . .
Sağ omuzumdaki iyilik meleğine dokunmadan , solumdakinin kanatlarını ödünç alarak bir uçurtma yaptım kendime. Güneşin sıcak çağrısına doğru süzülüyorum , ruhumda tarifsiz bir düş . Rüzgârın peşine takılan saçlarım adımlarımı zorlarken , gözlerimi alamadığım bakışlardan korunmak için pembe gözlüklerimi takıyorum.Muhteşemdi her şey. İnsanların şaşkın izleyişleri arasına saklanmış , en güzel tebessüm olduğumu hissediyordum. Kimbilir kimler benimle olmak için neler vermezdi , utanmasalar koşmalarımın peşinden bırakacaklar kendi çocukluklarını.İzin vermiyorum tabiki ne de olsa günün özeli bendim ve kimse de bozamazdı bunu.
Beşiktaş duydun mu sesimi ?
Toprağına düşen bu adımları tanıdın mı ?
Evet evet benim o ..hani geçenlerde tenine yağmur damlaları bırakan , çaresizliğinin intiharlarını alıp alıp geri veren.
Artık değişti her şey ... sen bundan sonra beni böyle hatırla olur mu?
Eski izlerimi toplayıp birini ziyaret etmek geliyordu içimden . Amacım onu da çağırıp kalan zamanı birlikte geçirmekti başarabilirsem tabiki. Gururumun başını bağlayıp gittim , tam kapıdan girecektim ki yalnız olmadığını gördüm.
Evet... çoktan yerimi birileri almış boşluğum doldurulmuştu.Bunu düşünmek hataymış , ama düşünmeseydim bu gerçeği de göremeyecektim. . .
neyse ;
Sinirimin kapıları iyice zorlanmış , bir şekilde dağıtmalıyım eşiğime sızan zehiri , ölmek aklıma gelmiyor bile artık . . .
Birazcık büyütmek lazım çocukluğu değil mi ? hatta tam zamanı
Şöyle boyum bir bilardo masasına yetecek kadar olsun , toplarına vuracak ve rakip sahayı yerle bir edecek kadar da güçlü ,
nasıl !
olur değil mi?
Aaaa bu da ne tam zamanındayım !
Kendime ve ağzıma layık bir kaç kişiyi ayarlayıp büyük bir alışveriş merkezinin demin katına kapattık. Ya bana yenilecekler ya da bana yenilecekler .Buradan çıkış yok malesef :)
Bir oyun , iki oyun derken kaç saat geçtiğini bilemiyorum .Hayatımda bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum desem yalan olmaz. Benden de acemi rakiplerimle kimsenin bizi görmediği yerde bilardo oyununu zirvelere taşıdık. Kurallar bizim , sıra bizim her şey bize göre ayarlanmış.
Oh beee.... içimdeki bütün siyah kalıntılar gülüşlerimin altında ezilmişler. Derken telefon çalar ...
Eyvah babam!
Kızım nerede kaldın saat kaç oldu !
Çok sakin bir şekilde mesai vardı baba haber vermeyi unutmuşum kusura bakma olur mu. Birazdan çıkar bir saat içinde evde olurum.
Tamam kızım dikkatli ol ! der telefon kapatılır.
Bugün ikinci kez yalan söylüyordum ..Vicdanımı hangi mezara gömeceğim bilmiyorum inanın .Amacım özümde saklı kalmış küçük kızla sadece bir gün geçirmekti.
Eski rutin halime dönmeli bıraktığım yerden devamını getirmeliydim hayatın. İstanbul’un bir ucundan diğerine gitmek uzun bir zamanımı aldı ama herşeye değdi doğrusu.
Sessizce eve girer odama çekilirim. Babamın sen mi geldin kızım sesine , utangaç sesimle evet benim cevabını verdim.
Kendimi uyumaya hazırlarken yastığımın benden beklediklerini vermeliydim . Bütün günü anlatacak o da bana süslü bir rüya ile yeniden yaşatacaktı.Ki öyle de oldu !
En çok da bilardo masasındaki kahkahalar ile çenemin ağrıları sabah ettirdi uykumu. Tarifsiz bir huzur ile yeni bir güne başlamanın acemiliği çelme takar yüz üstü düşerim.Korkmayın bir şey olmadı sadece önümdeki yastığı görmemişim , halının yüzüne gömüldüm azıcık o kadar.
Bu arada !
Çocukluğun yaşı neydi ve kimin içine kaçardı o hâli ile zamanlı zamansız !
Ben sessizliği seçiyorum , tüm haklarımın saklı kalması şartı ile ... :) daha onunla yolumuz uzun ve kimbilir ne delilikler bizi bekliyor.
Şimdi de size bir soru ;
Giden bir araca çelme takmak gibi bir isteğiniz oldu mu hiç ?
cevap ; ¿
Offf offff :o) !!!
12/10/2011
12;10
eMİNE