3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1044
Okunma

Yüreğimi sürgüne göndermişim ben…Kaç gecenin şafağını beklemişim, loş zindanlarında yalnızlığın.Tepeden tırnağa hüzne kesmişim sarı hazanlar da, ama terk etmemiş umut beni içten, derinden yakarışlar salmışım Tanrı’ya sana dair ne varsa…
Siz hiç İce berg oldunuz mu? Görünmeyen yanınızı sakladınız mı hiç?Sığmamışken okyanuslara, küçücük bir yüreğe hapsoldunuz mu?
Siz hiç Aktrist /Aktör oldunuz mu? Rolleri başkaları tarafından belirlenmiş bir oyunu oynayan. Ben oldum .Ödülsüz bir Aktrist’tim ben..Bir senaryo vardı ve benim ne çok yüzüm..İtaatkar sevecen bir eş, hayırlı bir evlat, vefalı bir arkadaş…Hepsi bendim.Koşulsuz, şartsız hepsi bendim..
Suskunluğum oldu benim, sesim sessizliğimde kayboldu.Siz hiç sesinizi kaybettiniz mi?
Güneşlerim vardı benim...Meltemlerim, ılık bahar akşamlarım, yakamozlarım. Ay ışığında yıkanmış sevda türküleri söylerdim bir vakitler...
Siz hiç notalarınızı kaybettiniz mi?
Şimdi esmer gecelerim var benim.Bir yanı rutubetli duvarlarında gönlümün,kardelenler açar usulca.Kendime bile itiraf edemem içimdeki med_cezir leri. Benden gitmelerimi, hep sana gelmelerimi..
Üşümekteyim artık.Güneşimi kaybettim.Yarınını yitirmiş bir günü yaşamaktayım.Yarınım yok, bugünüm kayıp, dünden kalan ayıplarımla
Siz hiç gününüzü, güneşinizi kaybettiniz mi?
İşlenmemiş bir cevherdim ben.Oysa şimdi ışığımı yitirdim günden güne değersizleşmekteyim.Bir bilmez çobanın iki tahta kaşığa değiştiği “Kaşıkçı Elması”nı bilirsiniz değil mi?
Bir bilmezin elinde bilinmez olmayı bilir misiniz?
Bir vakitler Gül/düm ben. Bir ”Yediveren”... Her daim tomurcuğa kesmiş dallarım vardı ve her biri b/aşk/a açardı.Oysa bilmez bir bahçevanım vardı benim, kırardı dallarımı hoyratça.Günden güne dökerken yapraklarımı kokumu da yitirdim bir hazan sabahında.Sizin hiç Nisan yağmurlarına ihtiyacınız varken bir boran çaldı mı kapınızı?
Siz hiç susuz, yağmursuz kaldınız mı?
Şimdi kimsenin bilmediği bir sevdam var benim…Kimsenin kapımı çalmadığı bir yalnızlığım.Arsız bir dilenci gibi dışarıda, kapı önünde bekliyor korkularım ve ben çaresizce, ümitsizce hala seviyorum seni...
Siz hiç yüreğinizi sürgüne gönderdiniz mi?
Ve siz hiç benim kadar sevilmeyi istediniz mi?