Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
mari
mari

NE KADAR YALANCISIN YÜREĞİM!

Yorum

NE KADAR YALANCISIN YÜREĞİM!

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1262

Okunma

NE KADAR YALANCISIN YÜREĞİM!

NE KADAR YALANCISIN YÜREĞİM!

Sessiz bir gece… Yalnızlık yurdum oldu sanki. Yanında almadığım her nefes ağır geliyor ciğerlerime.

Yılgın bir rüzgar var karanlığın içinde. Yaktığım her sigaraya inat, sönmekte zorlanıyor yanan ellerim, gözlerim, yüreğim.

Bazen hayal kuruyor insan. Sevgiliyi yanında hissedemediği vakitlerde... Ağır şarkılar eşlik eder ya hani o sırada yalnızlığımıza. Bir bardak demli çay olur belki tükettiğin. Vazgeçmek zordur sevdadan; kolay değil sensizliğimin sessizliğini dinlemek. Yorgun düşüyor bu saniyelerde bütün kelimelerim. Tükeniyor darağacında sözcüklerin kalabalıklığı ve geriye bir tek sözcük kalıyor dilimin ucunda; “aşkım”.

Öylece bir rüzgar esiverse şimdi; kaldırıp yastığın sertleşmiş yüzünden başımı, uçursa senli bir coğrafyaya. Sessizce alsam seni senden; biz’e ait minik bir kulubenin küçük yatağına bıraksam. Ben olmaktan sıkılıp biz olsak... Sensiz geçirdiğim bütün dakikalara inat hiç ayrılmasam senden. Kokunu nebze nebze ve ben tükenene dek içime çeksem…

Aşk işte sevgilim; böyle hayal kurduruyor insana. Ellerimde sana dair yazacak hiçbir mecal kalmayıncaya dek ve tükendiği vakit her sözcük dilimde; ölümümde yani; yanımda ol yeter bana. Sensiz aldığım her nefes ağır işte bedenime. Her saniye böylesine özlerken bu yürek seni, yalancı bir soluk ve yabancı bir ten olmaksızın bizim için ne kadar dayanabilir seven.

Al ömrümü sevgili, sensiz geçen her vakte ihanet et yavaşça. Beni bensiz bırak ancak sana hasret bırakma. Özlemin od olmuş canıma, eriterek yakar. İstersen eğer her yalanı söyle bana, avut küçük bir çocuk gibi ama sevgine aç ve sana öksüz bırakma. Olur ya; gitmek düşer belki yadına, yarına bırakacak bir rüya kalmazsa bize dair; uyanıp eski, tozlu rafta kalan son kitabı da yak...

Sevda adlı bu kavşağın neresinden dönse insan; yorgun düşer her bir beden. Kalbin acıyacak belki, umarsız bir trafik kazasına benzer terk edilmek. Öylece kalan ellerine kızar gibi bakakalırsızın doludizgin yazılmış her cümleye. Kalp kırılır, yürek yorulur, sade bir fincan kahveyle ayılır gibi bütün sarhoşluğundan aşkın biraz suskunluk çöker, birz mayhoşluk ve biraz baş ağrısı. Bütün bunlara kızarken ellerin titrer bileklerinden, ayakların titrer dizlerinden; yere kapaklanırcasına bütün zamanlara haykırarak belki kanayarak bütün yaralarına inatla sevgisine kızmamayı öğrenir insan.

Tam başlamışken yeni bir sevda yüreğinde; olmaması gereken herhangi bir vakitte eski bir rüzgar eser öylece. Tanıdık bir tadı ve alışıldık bir tınısı vardır. Eskiden bir haber verir gibi. Düşünürsün, tadarsın, kim bilir belki yeniden sevmeye, değer vermeye başlarsın. Oysa bir kalpte yaşatamazsın iki sevdayı. İlla ki seçmeli ve sevmelisin birinden birini. Düşünceler, anılar, kızgınlıklar ve ansızın gelen her sürgün; gelen gideni aratır misali eskiye dönmek ve geçmişi yeniden yaşamak geçer aklından. Sevdin onu hem de çok. Yaşadığın her anıya ibadet eder gibi; öylece bir dönüş yolculuğu başlar. Ve ihanet eder gibi az vakitli tatlı bir sevdaya geçersin sevgilinin ömründen. Bundan sebeptir ki; gelen iki defa düşünmeli ve seviyorum derken bilerek, farkında olarak ve ihanet etmeksizin kalabilecekse girmeli her yeni sevdaya…

Sevgilim; yorgunum aynı şeyleri yeniden yaşamaktan. Durgunluğuma sebep korkularımdan uyanamayışımdır. Her sürgünden dönüşüm kolay olmuyor. Bir sürgünün daha acısına katlanamayabilir yüreğim. Kısaca; hayat; derken bile hayata küsmemek için ve daha fazla sevebilmek iin yaşamayı; edebi terimleri kullandım senden habersiz. Hüsn-ü talil yaparak hayatı sevmeyi öğrendim misal. Tecahül-i arif yaparak yok saydım her kötü hatırayı ve tenasüple yeniden, yorulmadan her cümlemde defalarca tekrarladım sana dair her kelimeyi… Yani; sevdim seni sevgilim. Bağışla sessizliğimi, inatçılığımı, asiliğimi. Hepsi sana nazım geçtiğindendir bilmiyorum. Öylece susmak ve kalmak istiyorum gözlerinin en derininde. Sana dayanarak ve ellerinden tutarak dik durmayı, yürümeyi öğrenmek istiyorum. Yeniden büyümek istiyorum. Henüz öğrenir gibi adım atmayı ve henüz öğrenir gibi konuşmayı sana yarım yamalak dahi olsa söylemek istiyorum. Yaşamın her kötü yanını seninle tatlıya bağlamak istiyorum.

Ve her şeye rağmen büyümek yolunda sana kullanacağım ilk cümleyi duymanı istiyorum; sevgilim, seni seviyorum…

FMÜ

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ne kadar yalancısın yüreğim! Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ne kadar yalancısın yüreğim! yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
NE KADAR YALANCISIN YÜREĞİM! yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
İbrahim ERZURUMLU
İbrahim ERZURUMLU, @ibrahimerzurumlu
7.10.2011 16:03:21
Tebrikler güzel bir çalışma olmuş..emeğe sağlık
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER, @ayselaksumer
6.10.2011 22:50:07
Sevgi sözcüğü ne kadar yakışıyor diline ve sayfana. Kutlarım canım. Sevgilerimle.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL