Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
İbrahim ERZURUMLU
İbrahim ERZURUMLU

Prangalı Hayatlar...

Yorum

Prangalı Hayatlar...

7

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1556

Okunma

Prangalı Hayatlar...

Prangalı Hayatlar...

Ey Can Dostum!



"Bir an gülmek için, hayat boyu ağlamak"
"Sevmeyi bilseydin, hep ağlardın"
"Anlayanlar, ağlayabilenlerdir"


Bu sözleri, üçer aylık dönemlerde gönderdiğin mektuplarda yazmış ve satır satır işlemiştin beynime. Hem de bin bir sitemle... Sitemlerin başım üstüne de yazdığın son üç mektubu hatırlamaman ve bu ilettiklerini unutmana pek anlam veremedim…

Hatırlıyorum o günleri; kararsızlık, karamsarlık, karanlık... Hayatımı karaya bağlayan ne kadar her yanı kararmış cümle varsa üstüme üstüme geliyordu. Çare olarak yazdığım mektuplara verdiğin cevapları içeren son üç mektuba: "Hatırlamıyorum " diyerek gönderdiğin tek cümlelik son mektubunu da ekleyerek gönderiyorum bu son mektubumu. İnşallah, mektupları gördükten sonra:’’ Bunları ben yazmadım, bu yazı benim değil!’’ demezsin. Vallahi darılırım! Hem de derdime derman olmuş, hayatıma yön veren mektupları iade ediyorken.
Hayata küsmüşlüğünü anlayamıyorum. Yoksa başkalarına akıl vermek daha mı kolay? Bin bir acı içinde kıvranan birine; "Seni anlıyorum, ama..." ile başlayan cümlenin sonuna eklediğin ilmî, içtimaî, dinî ve sosyal içerikli o kadar cümleyi kuran sen iken. Beni, en girift ve sarp kanyonların içinde bir oradan bir oraya çarpan adamı kurtarmışken ."Ama gözyaşlarım kurumuyor hiç? " soruma "O gözyaşları aktığı müddetçe korkma, onlar senin dermanındır, kurursa kork" diye bitirdiğin, ilk mektuptu; güneşi güneş olarak hissettiğim, yaşamanın nefes almak olduğunu gördüğüm.

Sonrasında, dünyaya bakış açımı değiştirmiştim. Girdiğim karanlık sokaklara bir daha girmemek üzere koşarak uzaklaşmıştım. Fevri çıkışlarımı, saldırganlığımı üzerimden çıkarmış, yerine munis ve anlayış kıyafetlerini giymiştim. İlk etapta üzerime oturmadı, eğreti durdu ama sonrasında alıştım ve hiç çıkartmadım onları. ‘’Empati yap!’’ diyordun.

Zorlandım ilk zamanlar. Karısı ve çocukları öldürülmüş, dünyası kararmış bir adam neler yapmazdı ki? Adliyeye götürülürken katile saldırmış gözünü morartmıştım. Polisler zor zapt ettiler. Salladığım son tekme, şerefsizin yerine, o canım polise denk gelmiş...

Ah dostum ah! Beraber yiyip içtiğim, dostum dediğim adamın bunu yapması zoruma gitmişti. Beni, aslî kabımdan çıkarıp, şeytanî kaplara boşaltan bu durumu bir tek sen anlamıştın...

“Sevmeyi bilmek, paylaşabilmektir. Güzel günleri paylaşmak güzel lakin zor günleri paylaşmak dostluk ister.Dostlarını iyi seç; her yüzüne güleni, evine gidip geleni dost sanma…”

Meğer ne kadar doğruymuş. Sahil kenarında, balıkçı Memed’in derme çatma kulübesinin önünde yediğimiz ekmek arası… İkinci dürümden sonra içmiştik o son kahveleri. O, son kahvenin paylaştırdıklarıydı bu cümleler…

Bir an, bir ömür olabiliyor… Koca bir ömür, an’ın içine nasıl girer? Anladım! Anlamaz olaydım. Boşuna dememişler ; “Bir musibet, bin nasihatten evladır” diye. Atalarımızın tecrübelerini tekrar tecrübe etmenin anlamsızlığını anlamak için illâki bin badire atlatmak mı gerek?

Dostum, İnan, kolay zamanda yaptığın dostane cümleleri dinlememek bana pahalıya patladı. Lâkin, sonrasında yazdığın bu üç mektubun terapi gücü anlatılmaz. Bana verdiğin güç, yazdığın her biri, edebi şah eser konumunda ki mektuplar sayesindedir.

Lütfen, bu mektupları salimen oku! Sonra bir daha mektuplaşalım. Kendi ilacın kendin ol… Çünkü ben senin kadar bilgili, görmüş geçirmiş birisi değilim. Ne de senin gibi düşünce suçlusuyum. Seni, düşündün diye içeri attılar! Beni de düşünmeden yaptığım için! Ne garip bir dünya değil mi?Bu son yaşadıklarım cehaletimin zirvesiydi.Cahillik, yol bilmezlik, acemilik, fevrilik zor şeyler be abi !Gerçi, yurt dışında ceza evinde yatmak,benim gibi yurt içinde yatmaktan daha zor biliyorum…Ama sen de unutma ki Sinop ceza evi, memleketin en zor cezaevlerindendir… Cezaevi girişinde; boyaları bile, bin ah ile dolu duvarda yazan şiirinde ne diyor Sabahattin Ali :


Başın öne eğilmesin
Aldırma gönül aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül, aldırma

Dışarda deli dalgalar
Gelip duvarları yalar
Seni bu sesler oyalar
Aldırma gönül, aldırma

Görmesen bile denizi
Yukarıya çevir gözü
Deniz dibidir gökyüzü
Aldırma gönül, aldırma

Dertlerin kalkınca şaha
Bir sitem yolla Allah’a
Görecek günler var daha
Aldırma gönül, aldırma

Kurşun ata ata biter
Yollar gide gide biter
Ceza yata yata biter
Aldırma gönül, aldırma

Evet dostum, kader mahkûmuyuz lâkin bu kötü kaderi yaşamak için kederli yolu biz seçmedik mi? Daha güzel günler yaşayabilirdik. Seni dinlemeliydim. Mektubunu geciktirme. İlaçlarını düzenli kullan olur mu? Biliyorum, eziyet ediyorlar! Zordasın ama sen güçlü bir insansın. Bana acını yaşatma olur mu?



Selamlarımla.

Dostun.


Selim ADIM

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Prangalı hayatlar... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Prangalı hayatlar... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Prangalı Hayatlar... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
Fulya CODAL
Fulya CODAL, @fulyacodal
5.10.2011 16:37:41



İbrahim bey, sizin yırtıp atmak istediğiniz mektup bu mu?

Asıl ben şimdi ne kadar az yazdığımı hissettim...


Oldukça başarılı ve samimi bir mektup okudum..

En güzel mektuplar dostlara yazılanlardır..


tebrik ediyorum, saygılarımla..


NİHAN(rumuz)
NİHAN(rumuz), @nihan-rumuz-
3.10.2011 21:21:19
"Sevmeyi bilmek,paylaşabilmektir.""Sevmeyi bilseydin, hep ağlardın."Anlam yüklü cümleler bu mektupla bütünleşerek derinlik kazanmış.Çalışmalarınız bereketli olsun.Selam
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER, @ayselaksumer
3.10.2011 20:06:54
Seni, düşündün diye içeri attılar!.Beni de düşünmeden yaptığım için!.Ne garip bir dünya değil mi?..

Harikulade bir anlatımdı. Duygusu yoğun, hissettiren ve düşündüren. Tebrik ediyorum. Selamlarımla.
Ülviye Yaldızlıı
Ülviye Yaldızlıı, @ulviye-yaldizlii
3.10.2011 14:51:41
:(

Benim dediğimi yap, yaptığımı yapma.
Bir dost en zor zamanında dostunu görmek ister yanında.

Hepimiz hayatın mahkumları değil miyiz?


İçim burkuldu okurken.Hissettirmekte siz gibi yazarın marifeti.Selam ve hürmetlerimle.
Sedat_ERDOGDU
Sedat_ERDOGDU, @sedat-erdogdu
3.10.2011 14:27:05
İbrahim bey yazılarınızı okumaya devam, güzeldi tebrikler....
inci*
inci*, @inci-
3.10.2011 13:33:12
Bizlerde Kader Mahkumları değilmiyiz, Bizlerde dostlardan gelecek tatlı sözlere ve tebbessümlere muhtaç değilmiyiz, ne farkımız var birbirimizden... Prangalar Vurulmasın yüreklerimize yeterki.. sevgi ve saygımla değerli Dost.
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
3.10.2011 13:25:45
güzel anlatımdı
duygu yüklü dizelerdi
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL