Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Fuat Türker
Fuat Türker

Kendi Refahının Peşine Düşenler

Yorum

Kendi Refahının Peşine Düşenler

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

494

Okunma

Kendi Refahının Peşine Düşenler

Kendi Refahının Peşine Düşenler

Allah Kur’an’ın, "Sizden önceki nesillerden onlardan kurtardığımızdan pek azı dışında yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek fazilet sahibi kişiler bulunmalı değil miydi? Zulmedenler ise, içinde bulundukları refahın peşine düştüler. Onlar, suçlu-günahkarlardı. (Hud Suresi, 116) ayetiyle kendilerine yüklenen sorumluluklarını göz ardı eden kişilerin durumunu haber verir.


Yeryüzündeki her çeşit zulme ve zalimlere karşı çıkmak, Kur’an’ın önemli emirlerinden biridir. Vicdanı her an diri olan samimi insan, yeryüzündeki zulme ve bozgunculuğa karşı mücadele eder. Özellikle yaşadığımız zaman, "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" mantığıyla hareket edilecek zaman değildir. Zaman bencillik ve çıkarcılık, kendi refahını düşünme değil, özveride bulunma, hakkı arama, batılı zail etmek için hakkı hakim kılma yolunda ’Allah’ın yardımcısı’ olma zamanıdır.


Kur’an’da samimi müminlerin, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için canlarını ve mallarını ortaya koydukları, hiçbir beklentiye girmeden iyilikte bulundukları, kardeşlerinin ihtiyaçlarını kendilerininkinden üstün tuttukları bildirilir:


"Kendileri, ona duydukları sevgiye rağmen yemeği, yoksula, yetime ve esire yedirirler. "Biz size, ancak Allah’ın yüzü (rızası) için yediriyoruz; sizden ne bir karşılık istiyoruz, ne bir teşekkür…" (İnsan Suresi, 8–11)


Bediüzzaman, ihlas ve samimiyeti kazanmak için insanın özverili olması gerektiğini bir Kur’an ayetiyle şöyle açıklar:


"Kendilerinden önce o yurdu (Medine’yi) hazırlayıp imanı (gönüllerine) yerleştirenler ise, hicret edenleri severler ve onlara verilen şeylerden dolayı içlerinde bir ihtiyaç (arzusu) duymazlar. Kendilerinde bir açıklık (ihtiyaç) olsa bile (kardeşlerini) öz nefislerine tercih ederler. Kim nefsinin ’cimri ve bencil tutkularından’ korunmuşsa, işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır." (Haşr Suresi, 9) sırrıyla ihlas-ı tâmmı (eksiksiz ihlası) kazanınız. (Risale-i Nur Külliyatı, 21. Lema, s.160)


Müminler kendilerinde bir eksiklik, açıklık ya da ihtiyaç olsa dahi bir tercih yapma durumunda kendi nefislerinden değil kardeşlerinden yana tavır koyarlar. Peygamberimiz (sav) döneminde Medine’de yaşayan Müslümanlar, Mekke’den hicret eden mümin kardeşlerine-kendileri zor durumda kalsalar da- infak etmiş, onları barındırmış ve tüm bunları gönülden yapmışlardır.


Yalnızca Rabb’inin hoşnutluğunu ve diğer müminlerin rahat ve huzurunu gözeterek nefsinin tutkularını yenmesi insana büyük mutluluk verir. Bu özverili davranışları ve güzel ahlakları nedeniyle Allah müminlerde bir aydınlık ve nur kılar.


Din çok özveri isteyen, aşk, samimiyet ve Allah’a tam teslimiyet gerektiren bir gerçektir. Sevgi, vefa, özveri, cesaret gibi güzel ahlaka ait bir çok özellik bugün unutulmuştur. İslam dininin özü olan bu üstün ahlak özellikleri yeniden canlandırılmalıdır.

Müslümanın amacı yalnızca evinde, işinde gücünde, ailesiyle mutlu bir hayat yaşamak olmamalıdır. İnsan kendini Allah’a teslim etmeli, hayatını Allah’a adamalıdır. Özveride bulunmak, dürüstlük, vefa -avami deyimle- enayilik değildir; güzelliktir. Allah bu güzel ahlaka sahip kullarının işlerini kolaylaştırır, yollarını açar, bereket verir.


Allah yolunda çaba gösteren, Rahmani bir yarış olan ‘hayırda yarış’an samimi mümin, gerçek anlamda ‘uyanık’ olan insandır. Çünkü aklı ve şuuru son derece açıktır; gaflet uykusunda değil, uyanıktır.


İçinde insanlık onuru taşıyan her Müslüman, kendisinin ve yakınlarının refahını değil, insanlığın refahını düşünmeli, bencillikten sakınmalıdır. Bu güzel ahlak, inananların imanını güçlendirir, Allah’ın dilemesiyle dünyada ve ahirette gerçek mutluluğu yaşamalarına vesile olur.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kendi refahının peşine düşenler Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kendi refahının peşine düşenler yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kendi Refahının Peşine Düşenler yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL