Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Eser Akpınar
Eser Akpınar

ANILARIMIN EVİ.

Yorum

ANILARIMIN EVİ.

10

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1802

Okunma

ANILARIMIN EVİ.

ANILARIMIN EVİ.



Annemin; Hatırlamana imkan yok dediği, evimizin önündeyim. Beyaz, Dor tarzı, iki sütunun arasında ki merdivenlerin başındayım. Annemin tüm olumsuz söylemlerine rağmen öyle net hatırlıyorum ki…

Sütunların arasındaki merdivenler, sokak kapımızda bitiyorlar. Çıkmakta olduğum merdivenler, yani. Kapı, demir ve tahta işlemeciliği karışımı. Eski kapılara özgü, o büyük, siyah anahtarla açıyorum.

Oldukça geniş olan girişteyim. Gözlerimi kapatıyorum. Sol tarafta, bir oda olması lazım. Evet, var.

Küçüğüm. Kaç yaşlarımdayım? Hatırlamıyorum. Bir misafir geliyor, evimize. Ben yaşlarda, torunu var. En sevdiğim oyuncağım; birbirinin içine geçen, rengarenk, plastik boncuklar. Kah kolye yapıyorum, kah bilezik. Misafir torunu, çok seviyor boncuklarımı. Annem de ona hediye ediyor. Kızgınlığımı hatırlıyorum. Daha da fazla hissettiğim; küskünlüğüm. En sevdiğim oyuncağım, bir başka çocuğun artık. Odayı hatırlıyor olmamın sebebi de bu duygularım. Sağda ne var? Bilmiyorum. O odaya dair bir yaşanmışlığım, bir duygum yok.

Dosdoğru yürüyünce; mutfak olmalı, diyorum. Evet, yine kazandım. Mutfağın ortasındaki, kara kuzine geliyor, gözümün önüne. Odun kokusu doluyor, burnuma. Üstündeki kapakları açık. İki tanesinde; tencere kaynıyor. Üçüncüde; bakır bakraç içinde su ısınıyor.

Mutfak, geniş bir avluya açılıyor. Arka sokağa çıkan kapı, açık. Kara yaşmaklı kadınlar, dizilmişler; avludan, sokağa doğru. Ellerindeki taslarla, bekleşiyorlar. Uzun bir masa kurulmuş, avluya. Üstünde; sıra sıra tencereler. Tası dolan, aynı kapıdan çıkıyor, gidiyor.

Annem, hatırlayamazsın diyor, yine. Dedemin hayrı dağıtılıyormuş. Ben, 2,5 yaşımdaymışım. Hatırlıyorum, anneme inat.

Salona geri dönüyorum. Yatacak yer hazırlamalıyım, kendime. Çocukluğumla, sevdiklerimle, anılarımla dolu bir geceye sermeliyim, yatağımı.

Akşamın karanlığı çökerken, doğduğum kasabanın kubbesine, yıldızları seyrediyorum, yattığım yerden. Çökmüş tavanın, tahtaları arasından, ay vuruyor yüzüme. Uyuma, diyor bana. Yorgunum. Az müsaade et, diyorum aya. Birazcık dinleneyim. Kapanıyor, anılardan yorgun düşmüş gözlerim.

Davul çalıyor. Annem kızıyor: Eser, çabuk yatağına! Merdivenleri iniyorum, koşarak. Yatak odamız, yukarı kattaymış, demek ki. Annem itiraz edemesin diye, babaannemin elini tutuyorum, hemen. Kızma, gelin diyor, babaannem. Ramazan’ın son gecesi… Bırak izlesin, çocuk. Çaresiz kalıyor, annem. Kaşlarını çatıyor bana, sessiz sessiz. Eteğine sokuluyorum, babaannemin.

Başörtüsünü bağlayan Ayşe kadın, sokak kapısını açıyor. Ramazan davulunun sesi giriyor, açık kapıdan içeriye. Zurna eşliğinde, mani söylüyor davulcu. Akpınar ailesi ve üyeleri konulu. “Bak Eser, buranın adeti böyledir “diyor, babaannem. “Her evin önünde durur, davulcu ve o ev üyelerini anlatan bir mani okur. Deden gibi Kurtuluş Savaşı mücadelesine katılmış, can-ı yürekten ülkesini savunmuş kahramanlarla doludur, Edremit. Bu gece gördüklerini ve bu anlattıklarımı sakın unutma. Unutma ki sen de çocuklarına anlatabilesin. Emi güzel kızım? “

Merdivenleri iniyoruz, babaannemle birlikte. Kadife bir kese uzatıyor, davulcuya. Teşekkür ediyor. Sağ elini, kalbinin üstüne götürüyor ve eğilerek selamlıyor bizi, davulcu. Çocuk aklımın çok hoşuna gidiyor bu hareket. Ben de yapıyorum, aynısını. Bir kahkaha tufanı kopuyor, arkamda. Hemen dönüp, anneme bakıyorum. Öfkesi silinmiş gözleri, sevgiyle bakıyor, bana.

Çerkez kızı annem; Hayır diyor hala. Hatırlamana imkan yok!

Anılar içinde kaybolmak üzereyken bir resim ilişiyor, gözüme. Yığın halinde toplanmış, eşyaların arasında. Yattığım yerden, uzanıp, almaya çalışıyorum. Sıkışmış. Üstündeki eşyaları kaldırıyorum. Babaannem ile göz göze geliyoruz. Başında, çiçeklerle süslenmiş bir şapka. Boynundaki kolyeyi tutmuş, çapkınca gülümsüyor. Evinden ayrılmaya, yüreği el vermemiş, anlaşılan. Yoksa geleceğimi biliyor muydu?

“Beni mi bekliyordun, babaanne?” Diye soruyorum.
“Evet” diyor. “Bu evle ilgili, çok değerli, bir anı daha var, sana anlatamadığım. Aşağıya inen merdivenleri görüyor musun?”
“Evet?”
“Hadi bakalım, oraya gidelim.”
Merdivenlerin başındayız.
“Sesleri duyuyor musun?”
Kulak kabartıyorum. Derinden gelen, makine sesini duyuyorum.
“Bu ses ne, babaanne?” Derken, yukarından gelen müzik sesi çalınıyor, kulaklarıma. “A! babaanne bak, yukardan da müzik sesi geliyor?”
“ Biliyorsun, deden; Atatürk’ün partisinde milletvekiliydi. Cumhuriyet Halk Fırkası Balıkesir Milletvekili olarak görev yapmıştı, mecliste. 4, 5, 6, 7 ve 8. ci dönemlerde. Atatürk, çok partili sisteme geçmek istiyordu. Bu yüzden de Serbest Cumhuriyet Fırkası ismi ile bir parti kurdurdu; Fethi Okyar’a. SCF, o kadar büyük bir başarı elde etmişti ki belediye seçimlerini kazanması, an meselesiydi. Bu durumu gören deden; arkadaşları ile bir matbaa makinesi getirdi, eve. Onlar aşağıda oy basarlarken, bize de gramofon çalmamızı söylediler, üst katta. Makinenin sesi, dışardan duyulmasın diye.”
“ Sonra ne oldu?”
“ Sonra, evimizin karşısındaki, Hükümet Konağı’na gittiler. Bodrum katındaki oy pusularını, kendi bastıkları pusulalar ile değiştirdiler, gizlice. Onlar giderken, ben de babanı ve amcanı aldım kucağıma, üst katın balkonuna çıktım. Dedene seslendim: Muzaffer, eğer gidersen, çocuklarla birlikte, atlarım bu balkondan dedim. Deden şöyle bir baktı, arkasını dönüp, gitti.”
“ Vay! Demek umursamadı ha? “
“ O yıllarda önce Vatan gelirdi, kızım. Cumhuriyet uğruna, Atatürk uğruna can fedaydı. Kurtuluş Savaşında, esir düşmüştü deden, Yunanlılara. Büyük işkencelerden sonra, Atina’ya esir kampına gönderilmişti. Aslan’dı, lakabı. O yüzdendir annene Aslan’ın gelini denmesi.”
“ Ah! Babaanne, zamanında daha iyi dinleseydim keşke seni.”
“ E bisikletin tepesinden inmezdin ki… Nasıl üzülürdüm, senin için. Bu çocuk nasıl kız kılığına girecek diye. Ayağında bir şort, tepende bir şapka fink atardın, Akçay sokaklarında.”

Canım babaanneciğim diyerek sarıldım, boynuna. Özlediğim kokusunu çektim, içime. Elimi beyaz saçlarına uzattım, okşamak için. O ne? Babaannemin saçları kısa değildi ki? Bu kadar sert de değildi. Gözlerimi araladım. Burnumun dibine dayanmış, küme halindeki battaniyeyi gördüm.

Gördüğüm rüyanın etkisi ile gerindim, uyku tulumumun içinde. Kaşınan gözümü ovuşturmak için elimi kaldırdığımda, resmi gördüm. Sımsıkı tuttuğum babaannemin resmini. Gülümsedim.

Kalktım. Eşyalarımı topladım. Salonun ortasında durdum. Sağ elimi kalbime götürdüm ve eğilerek selamladım; anılarımı, çocukluğumu, Muzaffer dedemi, babaannemi.

Kapıyı kilitledim, merdivenlerden indim. Son basamağa dikilmiş olan levhayı okudum: Bu ev, Akpınar ailesi tarafından, Anıtlar Yüksek Kurulu’na Bağışlanmıştır.

Son basamağı da indim. Döndüm. Evime baktım, son kez:

“ Anamda, Çerkez inadı varsa, bende de Arnavut dedemin inadı var: Seni, hatırlıyorum. Diye bağırdım. “

Eser Akpınar
13.09.2011
İzmir

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Anılarımın evi. Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Anılarımın evi. yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ANILARIMIN EVİ. yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Gülayşe DELEN
Gülayşe DELEN, @gulaysedelen
14.9.2011 11:16:51
anıların kokusu izlerini yansıttığın dizeler çok güzeldi canım sevgilerimle...
ayhansarıkaya
ayhansarıkaya, @ayhansarikaya
14.9.2011 10:20:21
10 puan verdi
Maziye daldıkça; anılar canlanır gözlerimde. Unutmak ne mümkün...

Güzel bir yazıydı Eser Hanım.

Tebrikler. Selamlar.
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
13.9.2011 23:42:07
evet canım ne güzel anlatımdı yaşattın bize maziyi kutlarım seni sevgilerimlesin her daim
Um
Umut Kaygısız, @umutkaygisiz
13.9.2011 21:25:59
Zaman tünelinden geçtik resmen. Büyüleyiciydi ve çok farklı bir tınısı vardı. Okurken aman bozulmasın diyerek ilerledim ve sanki gözlerimi kapatmama rağmen sonsuz bir güvenle yarenlik ettim. Çok çok iyiydi, tebrikler.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
13.9.2011 21:25:26
10 puan verdi
Elbette hatırlayacaksın arkadaşım; en temiz ve saf hatıralar çocukluk hatıraları. Her karesi gözlerimin önünde. Senin de öyle olduğunu biliyorum. Ne güzel bir anıydı. Adım adım bizleri de gezdirdin.

Sevgimle.
Nermin Kaçar
Nermin Kaçar, @nerminkacar
13.9.2011 20:47:25
10 puan verdi
Başka söze ve yoruma gerek yok canım tek resim bile her şeyi anlatmaya yetiyor. Sanki o evin içindeydim ve seninle birlikte gezdim. Teşekkürler Sevgili arkadaşım...
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER, @ayselaksumer
13.9.2011 20:46:37
Eser Hanım büyük bir ilgiyle okudum yazınızı. Harikuladeydi. İnsanın geçmişiyle gurur duyması kadar büyük bir miras yok bu hayatta. Kutlarım. Sevgilerimle.
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım, @tacettinyildirim
13.9.2011 20:44:08
nereden nereye geldik.....nereye gidiyoruz .....sonumuzu hak getire..... sayende bende eski bir ilkokul olan evimizi hatırlamaya başladım....usta......resim....çok güzel şeyler anlatıyor.....kalemine sağlık saygılar
Billur T. Phelps
Billur T. Phelps, @billurt-phelps
13.9.2011 19:30:43
Bu zarif hanımefendinin resmini ilk gördüğümde (Allah Rahmet Eylesin!) Bir hikaye beklemiştim senden ve yanıltmadın beni.
Onlar gibi insanlar artık nerde? Kılık kıyafetleriyle, görgüleri, bilgileri, nezaketleriyle tarihler artık.

Sevgiler :)
handan akbaş
handan akbaş, @handanakbas
13.9.2011 19:08:50
10 puan verdi
Eser arkadaşım, insan bazen kalbine yer eden, çok önemli anları küçük de olsa hatırlıyor.Ben de anneme kendimle ilgili bazı anıları söylediğimde 'sen ancak üç yaşındaydın, demek ki hatırlıyorsun' der.
Yaşanmış olaylar, çocukluk anıları okumak içimi sızlatır hep nedense.Sizin güçlü kaleminizden okumak, etkiledi beni.
Paylaşıma teşekkürler, tebrikler.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL