Ter içinde uyandım bu sabah. Anlayamadığım bir hüzün vardı içimde. Kalbimde kesik kesik sancılar. İçimde biri ölüyordu sanki. Nasıl bir duyguydu bu. Katlanılması güç. Hıçkırıklara boğuldum.
Evet gidiyordun işte. Hissetim gideceğini.’Hayır olamaz gidemezsin!’ Durdurmam gerek seni. Bu rüyadan beni uyandırmaya hakkın yok. Bırak uyanmak istemiyorum . zorlama işte bitemezsin.
Nafile gittin. Baka kaldım arkandan. Kalan bendim. Hayalinle baş başa bıraktın beni. Senden geriye kalan masum bakışların ve üstüme sinen tatlı, insanı mayhoş eden bir koku. Yığıldım yere. Sanki dünya etrafımda dönüyordu. Adım attığım her yerde sen. Ellerime baktım. O boşluğu dolduracak ellerin yoktu artık. Masum bakan o gözler şimdi başkalarına bakıyordu. Çoktan unutulmuştum.
Odama geçtim. Dört duvar arasına kitledim kendimi. Ömrümüzün yarısını bu odada geçirmiştik. Yatağımda saç telin. Masanın üzerinde gümüş yüzüklerimiz. Dolabımda parfümlerin ve bana aldığın tişört. Koskoca bir ömür kolay değil silip atmak, unutmak. Yapacak bir şey yoktu. Yüreğime taş basıp unutacaktım seni. Üç gün süren uykusuzluktan sonra sızmışım koltuğun üstüne. Rüyamda gelmiştin yanıma. ‘’ Ben geldim , sana geri döndüm’’ diyordun. Ağlıyordum. Sarıldım sımsıkı hissetsim sıcacık tenini. Bir anda yok oldun kollarımın arasından. Koşuyordum tüm gücümle yoktun. ‘’Nerdesin ! ‘’ diye bağırıyordum. ‘’Hayır gidemezsin’’. Çoktan gitmiştin. Ağlayarak uyandım. Üstümde senin tişörtün . Ellerimi sıkmaktan avuçlarım kanamıştı.Dışarı çıktım . Dondurucu bir soğuk iliklerime kadar işliyordu. Bir ağacın dibine yığıldım. Gözlerimi yukarı diktim masmavi gökyüzü. Uykum gelmişti. Korkuyordum gözlerimi kapatmaktan. Uyanamamaktan korkuyordum. Karşı koyamadım kendime. Gözlerim kapandı. Seni gördüm , yanıma geldin yanağıma masum bir öpücük kondurdun. Elimden tuttun. Arkamda güneş yanımda sen yürüyorduk sonsuzluğa….