İşte eylül geldi, rengarenk çiçeklerin uyuma vakti
toprakta yolculuk var gökyüzünde düğün
derlendi ağaçlar yapraklar
yeşiller sarı giydi, sarılar kahverengi
rüzgâr ıslık çalıyor melodiler değişti


Martılar, ah şu şiir kuşları! .Midelerine pek düşkün sevimli, güzel bakışlı dostlar ...Balıkçı teknesinin peşinde kanat çırparak denizle dans etmeye bayılıyorlar.Ya deniz... Kâh nazlı, kâh ağırbaşlı ya da çılgın, şımarık, mavi gelinlikli köpük duvaklı kız. Seyredilmeye değer en güzel resim...

Sonbaharın ismi kendine ne de güzel yakışıyor.Sarı saçlı, hüzünlü kadın.Yazdan kalma aşkları acısıyla, tatlısıyla yaşanmış olan ne varsa kocaman yüreğine sığdırıp dinlendiriyor... toprağı huzur ile sarmalayan hüzünlü mevsim...

Eylül ne güzel
dağ, taş ne güzel
temiz bir koku var havada
berrak, dingin, lekesiz
ölümün en taze hali ılık sonbahar...

Doğduğum mevsimin adı İlkbahar ancak ölmek istediğim mevsim sensin sonbahar!

S.E.Nİ Ç.O.K S.E.V.İ.Y.O.R.U.M S.O.N.B.A.H.A.R İ.L.K B.A.H.A.R .K.A.D.A.R

Sende Ölebilir miyim Sonbahar?..


Nurcan TALAY
01.09.2011