Kur’an’daki kıssalarda yaşamlarından kesitler verilen Allah’ın peygamberleri, elçileri ve onlarla birlikte yol alan müminlerin oldukça zorlu imtihanları olmuştur. Ancak din ahlakını doruğunda yaşayan müminler, yaşadıkları her olay ve gelen her musibet karşısında teslimiyet göstermişler, yılmamışlar ve ardındaki hayırların bilincinde olarak hareket etmişlerdir.

Nice peygamberle birlikte birçok Rabbani (bilgin)ler savaşa girdiler de, Allah yolunda kendilerine isabet eden (güçlük ve mihnet)den dolayı ne gevşeklik gösterdiler, ne boyun eğdiler. Allah, sabredenleri sever. (Al-i İmran Suresi, 146)

Yüce Allah’ın kendisine taşıyamayacağı yükü yüklemeyeceğini ve yardım edeceğini, sabretmesi karşılığında da ahirette ödüllendireceğini bilen müminler, her durumda teslimiyet gösterirler. Ancak Allah’a teslim olmak, kişinin kendisini olayların akışına bırakarak hiçbir şey yapmaması anlamına gelmez. “Teslim oldum” diyerek hiçbir şey yapmamak şeytani bir tevekkül olur. Mümin fiili dua anlamında tedbirini alır, elinden geleni yapar, sebeplere sarılır. Çünkü Rabb’imiz yalnızca olayları ve sonucu değil, olayların sebeplerini de yaratmaktadır.

Kur’an’da Hz.Yakub’un, çocuklarına tedbirli olmaları nasihatinde bulunduktan sonra hükmün yalnızca Allah’a ait olduğunu ve tevekküllü olmak gerektiğini ifade etmesi bu konuda güzel bir örnektir:

Ve dedi ki: "Ey çocuklarım, tek bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ben size Allah’tan hiç bir şeyi sağlayamam (gideremem). Hüküm yalnızca Allah’ındır. Ben O’na tevekkül ettim. Tevekkül edenler de yalnızca O’na tevekkül etmelidirler." (Yusuf Suresi, 67)

Mümin her olayda tüm sorumluluğu üstlenir ve alabileceği tüm tedbiri alır, Allah’ı vekil edinir ve sonunda –O’nun izniyle- başarıya ulaşır. Unutulmamalıdır ki teslimiyetli bir mümin, Allah’tan başka hiçbir kimseden korkmadığı için dünyanın en güçlü insanıdır. İmani olgunluğa sahip olan müminlerin gücünden bir Kur’an ayetinde “… izzet (güç, onur ve üstünlük) Allah’ın, O’nun Resûlü’nün ve mü’minlerindir. Ancak münafıklar bilmiyorlar.” (Münafikun Suresi, 8) ifadesiyle söz edilir.

Üstün ve güçlü olan Yüce Allah’tır; insan acz içinde bir varlıktır. Ancak Allah’a kayıtsız şartsız teslim olan ve O’nun sonsuz kudretine dayanan insan büyük bir güce sahip olur. Allah’a dayanmış bu gücün önünde artık kimse duramaz.