Mesleğinin henüz başlarındaydı.
Derse iyi niyetle başlamış,problem çözdürecekti:
"Köylü Hasan dayı tarlasına ektiği patatesin tohumunun kilosunu.....liradan almış,kilosunu da....liradan satmıştır.2 ton patatesten kazancı kaç lira olmuştur?"diye sordu.
Cevap için öğrencilerin önce düşünmelerini,sonra da deftere çözüm yapmalarını istedi öğretmen.
Ama bu arada hiç düşünmediği bir şey oldu.
Sınıftan itirazlar başladı:
-Bu problemin verileri eksik.
-Hani nakliye parası?
-Nerede belediyeye ödenen işgaliye parası?
-Verileri eksik,bu problem çözülmez öğretmenim!
Gerçekten de,"matematik başarısızlığı" verileri eksik problemlerden gelmiş olamaz mı?
Matematik öğretiminde,alıştırma ile öğretmeyi birbirinden ayırmak gerekir.
Alıştırmalar kendi başına "anlamaya "sebep olmazlar.Belirli işlemlerde otomatikleşmedikçe de "matematik" yapılamaz.Ama belli temel kavramları da iyi öğrenmeden bu alıştırmalar fonksiyonel olamaz,yani matematikçe yaratmaz.
Başarı,alıştırma ile öğretimin el ele olmasındadır.Kavram öğretimi ile işlem becerisi iç içe geçmelidir.