Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
HakkınSesi
HakkınSesi

Gitme Yağmur...

Yorum

Gitme Yağmur...

24

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1186

Okunma

Okuduğunuz yazı 22.8.2011 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Gitme Yağmur...

Gitme Yağmur...





Gerçeğe aldırmadan yeniden diyesim var. Kimliksiz hercailerin son durağı burası. Biraz pastoral, biraz da gerçeğin yadırganır hali. Yerel hiçbir renk kullanmadan, sadece siyahın iliklerimize işleyen haliyle bir ’Hoşçakal’ demek için bekleşiyor kuşlar. Onlarda çoktan unuttu yaşamayı...






Ve Kargalar beni çağırıyordu...




Gandalf yaklaşmıştı. Usulca iyi bir şeyler söylemek peşindeydi. Rahatsız hissettiğim zaman çoktan kendi kendini tüketmiş gibiydi. Zor bela şarkının dörtlüğünü ezberleyip, ’okus pokusluk’ bir serüveni çizivermeye başlamıştım. Hayat vefanın damarlarında hissiz bir kuyu gibiydi. Art arda hep aynı teranelerde ilerliyordu yaşamak.

Unutulacak çok şey vardı hayat adına. Hala aynı şarkıyı dinlediğime inanamıyordum. Servisini kaçırmış talihsiz bir işçinin küfrü boynuma saklanmıştı. Ay gülümsüyordu, ruhum genişlemek için güneşi beklemekten yorgundu. Bulutların gidebileceğini, gerçekten yağmursuz bir aşkı insanlara getirebileceğini düşünürken, kendi kendine gülebilmenin faydalarını anlamaya başlamıştım. Önceden gülemediğin güzelliklere, sonradan gülebilmek de bir maharetti.

Aynı şarkı defalarca çalıyordu. Sirke tadında bir mide yanması yaşamaya başlamıştım. Geceyi özlüyordum şimdiden. Bir da uyanmak için, herkesin uyuyuverdiği şehirde.

Noralya’nın arkadaşlığı güzeldi. Bana, sana yeni bir Maria bulacağım diyordu. Yeni bir sevgili, yeni bir yaşamak belki de. İnanmıyordum. Sonra Selen çıktı karşıma. Bana: ’İyi bir oyuncuya benziyorsun’ dedi. Oysa iyi bir oyuncu muydum gerçekten? Ben sadece yaşamaya çalışıyordum; yaşamaya ve de sevmeye.

Sevmek için illa ki birine taparcasına bağlı kalmak mı gerekiyordu? En büyük sevgiyi içimize, bizi yaratan vermemiş miydi? İnsanın sevgisi bir öpücük kadar naif miydi, bir film sahnesi miydi yaşarken sevmek?

İnanmıyordum artık kimseye, ne Noralya’ya, ne de Maria’ya. Daphne’nin öğütlerine ihtiyacım vardı. Apollon’dan korkumda yoktu; sadece dediğini yapacaktı tekrardan. Ona o kadar çok inanıyordum ki, yanında gezerken sevinçli bir vapurun türküsünü çığırırdık. Sandalların hiç batmayacağına inancımız vardı. Ama ona değil, bu sefer kendime bile inanmıyordum ve Daphne bana kızacaktı. Bu yüzden onlara da inanmam pek normal karşılanmazdı zaten. Selen’i de anlıyordum. Artık insanların tutumları üzerine doktora yapasım vardı, ama hep yanlış yollarda gezindiğimiz için, plastik imalatçısına rulo sacları gösterip, almasını istiyorduk. Oysa Selen, yaşamak güzel hala!

Narsist bir bilekçe gibi, insanların gözleri yapışıveriyordu dar çehreme. Bildiğim tüm tümceleri unutmak üzere, yeni bir grup geliyordu çile fethinden. Kelimeler sıcak, gülmek daha yasaklanmamıştı. Ellerinin izi vardı hüzün adına. Çok eskiden kalma bir şarkı gibi, yaşamak avurtunun en zarlı kısmında kan revandı. Saçlarının dalgasızlığı yakıvermişti çoktandır mağarayı ve bir Elf kurtarmaya geliyordu beni.

Yağmur’un gelişine dair bir insan haber veriyordu. Pudralı yüzlerinde sahte güzelliğinde kızlar geçiyordu önümden. Tahtalıköy’e saadetli bir yolculuktu adımlarım ve o an kirpiğimin ucundan bir damla toprağa sarılıyordu.

Islanmıştı ve çokça zaman benim yanıma gelemediği için üzgündü. Beyaz elbisesinin tamamen üzerine yapışmış, saçları ıslanmış bir yün kadar sinmişti tenine. Utanıyordu, her halinden belliydi. Ben de korkmaya başlayıp, odanın içine odunları toplamaya başlamıştım. Hiçbir şey umrumda değildi, Yağmur’dan başka. İri gözleriyle bana yumuşatırken zamanı, gözaltlarında ki şişkinlik dikkatimden kaçmamıştı. Ama birazdan inecekti, biliyordum. Aç olduğunu sormam gerekiyordu.

’Aç mısın?’ ve boşuna cevap bekleyişler. Yağmur’un konuşamadığını unutmuş gibiydim. Her seferinde onu zorluyordum konuşmaya, ama yanımdan gidene kadar tek bir kelime dahi etmiyordu. Susuyordu sadece.

Meleklerin kırptığı ak bir gelinlik misali, üzerini değişip, ıslak elbisesini bana vermişti. Üzerine verdiğim sadece bir elbiseydi, boydan boya uzanan. Kahverengi de yakışıyordu, aslında her şey yakışıyordu Yağmur’a.

Beyaz elbisesini sıkarken lacivert bir leğenin içine, arada burnuma götürüyordum. Toprak kokusundan ziyade, Yağmur’un kendisi kokuyordu.

Arkamı döndüğümde, ona uzattığım çarşafa sarılanmıştı. Omuzları açıktaydı. Hafiften titremesi vardı. Islak uzun saçlarıyla karşımda öylesine durup, ısınmaya çalışıyordu.

’Dur sana giyecek bir şeyler bulayım Yağmur’ demiştim. Kendi giydiğim bir tişörtü ona vermiştim, ancak altına verecek hiçbir şey bulamadığım için, beyaz çarşafı etek gibi yapıp, beline sarmıştı. Krem tişörtün altına beyaz çarşafı etek gibi beline sarışına hayran olmuştum. Ara sıra hafifçe gülümsüyor ve gerçeği anlatmamı bekliyordu.

Gerçek… Hangi gerçekten bahsediyordu ki! Yağmur gideceğini bildiği halde, benden ne istiyordu?

Ayağa kalkıp yanıma kadar gelmişti. Tahta masanın üzerinden destek alıp, zor bela ayakta durmaya çalışıyordum. Kollarını kemer gibi sarınca, birkaç saniye öylece durup bekledim. Nefes alışverişlerinde, rahatlayan bir ses geliyordu. Seviyordu Yağmur beni.

Beklemiştim. Sonra ellerini yavaşça belimden çözüp, gözleriyle karşı karşıya geldiğimiz o saniyede, dudaklarının titrekliğine parmak ucuyla dokunuvermiştim.

O halde iken, gideceğini bildiğim için bir hüzün başlamıştı şehrimde ve dayanamamıştım. Öyle bir hasretle sarılmıştım ki Yağmur’a, bir anda nemli ve soğuk ensesine dudaklarım yapışıvermişti. Hiçbir kuvvet o anda bizi ayıramayacak gibiydi. Ama gidecekti, gitmeliydi.

Islak saçlarıyla hemhal olmuştu saçlarım. Onu öylece sonsuza dek sevebilirdim, hem de hiç incitmeden.

Birkaç saat sonra yatağın içinde baldırlarımın huylanması sonucu uyandığımda, yanımda meleksi yüzüyle uyuyordu. Vücudunun beyazlığı yer yer pembeye çevrilmiş bir gül gibiydi. O pürüzsüzlüğün ardınca, ellerim bir daha dokunmaya korkuyordu.

Ateşin karşısında ipe serdiğim beyaz elbisesi kurumuştu çoktan. Saçlarının nemli hali geçmediği için, kollarıma yapışmış gibiydi telleri. Titriyordu dudaklarım, gitmesi gerekiyordu; biliyordum.


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Gitme yağmur... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Gitme yağmur... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Gitme Yağmur... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Seyran Tankuş
Seyran Tankuş, @seyrantankus
23.8.2011 23:55:57
Ruh, keşke hergün yağmur yağsa...
Gitmesin yağmur...

Çok güzeldi değerli yazarım...Hakettiğin yerdesin...Sevgilerimle...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
23.8.2011 22:41:43
Duygulu kalemden yine güzel bir deneme okudum. Kurdelasını hak etmiş bir yazı.

Tebrikler...saygılar
Funda SAĞLAM
Funda SAĞLAM, @fundasaglam
23.8.2011 22:08:04
kutladım..duygulu kalemi..saygımla....
5n1k
5n1k, @5n1k
23.8.2011 18:03:08
Emeğine ,yüreğine sağlık...
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik, @lacivertignedenlik
23.8.2011 13:20:49
yağmur geldi ve sarmaladı ruhunu
gidecek ve gelecek yine aniden

.

monolog yazmaya devam sayın kovboy arkadaşım
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ, @sabihakucuktufekci
23.8.2011 12:53:24


sevgim saygım tebriklerim günün yazısına çok değerli yazarına..:)
O qué
O qué, @o-qu
23.8.2011 12:26:01
Tebrikler güne düşen güzel yazına..
saygı ile
dervişim
dervişim, @dervisim
23.8.2011 11:37:59
yağmur çoğu zaman hayalleri saklarken gözlerinde çoğu zaman da kimsesiz bir yakarışın ağıdı oluveriyor birdenbire. Sessizce veya bağıra bağıra hiç bir farkı yok ki yürekten damlayanlara eş olmasın...

hak ettiği yerde duran bir yazı. tebrikler... saygılarımla...
inci*
inci*, @inci-
23.8.2011 10:53:12
Kırmızı kurdalayı ahkketmiş ve güne yakışmış.. emeğe sağlık...
aemin
aemin, @aemin
23.8.2011 09:49:35
konu detayda saklıdır değilmi kardesim tebrikler güzel bir eser hak ettiği yerde sitede sevgilerimle.
edebiyat aşkına......
edebiyat aşkına......, @edebiyataskina------
23.8.2011 07:12:39
yağmur...
ıslak saçları toprak kokan prenses... yağmuru sevmeyen ölsün =)
tebrikler çok güzeldi...
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER, @ayselaksumer
23.8.2011 06:53:37
Yüreğinin ve yağmurun sesini hissetmiştik. Yerine yakışan güzellikle bir yazıydı. Kutluyorum Hakkın Sesi. Selamlarımla.
Nihil
Nihil, @nihil
23.8.2011 04:53:04
Ara ara buz kestiren,
ara ara da sıcaklaştıran düşünce aktarımlarınız.

Bir kez daha
ne güzel burada olmak.
Ne güzel bunları duymak dedirtiyor insana.

Yağmuru ve sesini seven insan!
Var olun.
Yeşilvadi
Yeşilvadi, @yesilvadi
23.8.2011 02:19:15
Çok hoş bir anlatım, çok sevdim.Tebrik ederim.:)
Nar-ı Çiçek
Nar-ı Çiçek, @nar-icicek
23.8.2011 01:42:45


Tebrik
bolca tebrik gerek kaleme yine...

Var olsun insallah.
Muharrem Nalçacı
Muharrem Nalçacı, @muharremnalcaci
23.8.2011 00:44:35
Çok çok güzel bir anlatım...
Harika..
Tam yerini bulmuş..
Kocaman tebrikler..
Billur T. Phelps
Billur T. Phelps, @billurt-phelps
23.8.2011 00:11:13

Of! ya..

Öyle sarmıştı ki yazı.

Sona geldiğimde, elimde sapı kalan, elma şekeri gibi oldum.

Kutlarım canı gönülden :)
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER, @ayselaksumer
22.8.2011 22:05:14
Bugün yarısına kadar okuyup dışarı çıkmam gerekmişti. Şimdi baştan okudum ve hayran kaldım. Resim de güzel bir seçimdi. Kutlarım. Selamlarımla.
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
22.8.2011 19:35:37
yine güzel di okuttu kendini
saygılarımla her daim
Mehtap ALTAN
Mehtap ALTAN, @mehtapaltan
22.8.2011 16:14:35
10 puan verdi
Gitmesini bileceğini bile bile gitme monologları işlemek yaşama....

Çaresizliğin çare basamağndaki silik duruşudur belki de...

Tebrikler..
Um
Umut Kaygısız, @umutkaygisiz
22.8.2011 16:02:13
Gerçekten keyfili bir mırıltıdır kulağımızı okşayan...Su sesiyle uyanmış bir merhaba açtı yüreklerimizin soluk borusunda:))Bu yazı parıldamalı diyorum...:)Tebrikler
hayatbuysa ben yokum
hayatbuysa ben yokum, @hayatbuysabenyokum
22.8.2011 15:30:53


yağmur..

hiç gitmesin ve bitmesin kokusu..

harikasın ..
çok güzeldi..

eyvalah olsun değerli yüreğine..
Kemnur
Kemnur, @kemnur
22.8.2011 15:04:40
10 puan verdi
SÖZCÜKLERİN SİHİRLİ KALEMİNDEN,BİZE ON*ON PUANLIK BİR ARMAĞAN...MİNNETLE SAYGILAR ÜSTADIM.
7TEPE
7TEPE, @7tepe
22.8.2011 14:37:28
Şarkıdaki gibi,

'bugün damarlarımda kan yerine ayrılık dolaşıyor/bugün ellerime ellerin yerine yalnızlık dokunuyor/ve aşk şimdi çok uzakta uyuyan bir çocuğun kalbidir/ve şimdi bir kalbi bir bedenden ayırıp gitmenin tam vaktidir/hosçakal...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL