17
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2284
Okunma

Ne kadar bahtsız biri olduğumu bilirsiniz. Bilgisayarımın çöktüğünü söylemiş miydim, sanırım bu ilk. Kısa bi ayrılık yaşamış olduk sizinle. Tüm dosyalarımı kurtarmayı başardım evet bu iyi haber. Peki ya kötü haber?
Şu bittiğim anlar evet…
ANILARIM -22-
Çapkın olmadığımı iç rahatlığıyla söyleyebilirim. Bu mertebeye erişebilmek için keza işi sonuçlandırmak gerekiyor. İşte tam bu noktada günahlarımdan arındığımı düşünmeye başlıyorum. İşte onlardan birisi;
Bakın ne zamandı bilmiyorum tarih veremem ama bir yaz günüydü. Üstteki uzun yazıyı dengelemek ve zamanınızı almamak adına çok hızlı geçiyorum, matematiği sevdirmek adına şöyle izah edeyim;
Verilenler :
Bir kız
Ben
Boş bir ev
İstenenler :
Kaderin bu talihsizliğine bir son vermek
Ne mi oldu, üstümde sadece bir şort kalmışken kapı çaldı. Kız kapıya yönelip delikten bakıp yanıma geldi ve ;
-ne yapacağız şimdi babam geldi, dedi
Gelir gelir, gelir tabi. Hiç şaşırmadım. Tşortum nerdeydi giyinip balkondan atlarım ben.
Tam o sıra kapının anahtar sesi gelmez mi. İçimin yağları eridi o an. Yapabileceğim en akıllıca hareket oda kapısının arkasına saklanmaktı. Dolap da vardı ama ya neyse :) Kapının arkasına geçtim. Babası kapıyı açtı içeri girdi. Odanın önünde durdu. Yatağın üstündeki tşortumu gördü. Bu ne kızım diyerek birkaç adım odanın içine girdi. Arkasını dönse beni kabak gibi görecek. Kız bahane konuşmalarına girerken tek fırsatım adam ona bakarken benim arkasından sessizce odadan çıkıp kendimi dışarı atmamdı. Öyle yapamadım. Nasıl mı?
Tam arkasından çıkışa geri geri giderken kız bana baktı. Babası da arkasını döndü kız bana bakınca.
Göz göze geldik mi babasıyla?
Geldik.
S.ctık mı?
S.ctık!
Konuşma aynen şöyle gelişti iki saniyelik bir duraksamadan sonra;
-laaağğğnn
-laağğn mı? Arkanda 6 çıplak adam var, kız üçe üç tek kale maç yapıyo, ve bana mı laağğn oldu şimdi?
Adam ağzı açık arkasına bi döndü. Ben odadan ışık hızıyla..
Kızla sonuç ne oldu peki?
Dünya ahiret bacım :) bükemediğin eli öpeceksin…
ANILARIM -23-
Herhangi bir erkek arkadaşım bize geldiğinde annemin kapı dinleme alışkanlığı vardır. (bknz.:diğer anılar) bir gün yine bir arkadaşım bize geldi. Babamın laptop bilgisayarı arızalanmıştı. Bende arkadaş anlıyor diye yatağın üstüne koyup tornavidayı çıkarıp bi bakmasını istedim. O ara içerden peçete ve kolonya alıp odaya girdim. İçini temizleme maksatlı. Bunu gören annem kapıda pusuya yatmış ve ;
-hmm, iyiymiş şunu bi çıkarsana
-çevirsene önce
-ooo, iki saat sürer yapmak
-sürsün olum ne var
-sizinkiler bi şey demesin
-ya ne dicek onlarda sevinir
-tamam takıyım mı
-tak tak
(vidayı göstererek)
-versene bi
(birini uzattım)
-olum bu buna girer mi
-amaaan sana bıraktım o zaman sen yap
-terledim ya
Annem odaya dalar;
-ah meeet
-bi şey mi var anne
-yok bi şey yavrum ben içeri gidip babana olayı yanlış anladığımı haber vereyim de beylik silahını yerine koysun
ANILARIM 24
Asosyal bir hayatım olmasına rağmen anılarıma hala devam edebilecek kadar tecrübe ile donattı kader beni. İşte onlardan biri daha.
Bir yaz günü, tanıdığım birinin kafesine gittim. O kadar yoğundu ki herkes ayakta okey oynuyordu. Yaşlı bir bayan müşteri yanından geçerken beni durdu;
-evladım sen garson musun?
-bunu ister miydiniz teyzecim
-nasıl
-yani değilim ama siz bana söyleyin ben iletirim garsonlara
-evladım kahve falı baktıracağım da bakan var mı bu kafede
(Ahmet yapma. Ahmet. Ahmet söyleme, Ahmet burası yeri değil)
-a ne tesadüf ben bakıyorum teyzecim bakarım ben
-çok sevinirim evladım
Masaya oturdum. Fincanı aldım. Sallamaya başladım.
-teyze senin gelinin bir aya doğum yapacak, yüzüğünü kaybetmişsin, ama bundan eşinin haberi hala yok, gizliyorsun. Bir oğlun var bekar, ayrı yaşıyor ama. Sen buna çok üzülüyosun.
Teyze hiç bişey söylemedi ben kalkarken tam kalktığım anda cebime bir şey soktu. Ve hızlı hızlı gitti. Cebime baktım o zamanın parası 5 TL. güldüm kendi kendime.
Eee?
Ee si bundan sonra başlıyor. Bir sonraki gün kafedeki arkadaşım aradı.
-ahmet yılmaz çabuk kafeye gel
-ne oldu bir şey mi var olay mı oldu
-çabuk gel
-abi kavgaya felan çağıracaksan hiç bana bel bağlama kim güçlüyse onun tarafına geçerim
-lan gel
Dıt dıt dıt dıııt
Gittim.
Kafede en az 10 nine beni bekliyor. Meğer dün ne dediysem doğru çıkmış. Beni bi sardılar fal bak diye. Ya dedim dün ben salladım tutmuş. Hepsi bu. Yok illa ki bakacaksın. Peki dedim sorun değil. Aldım fincanı, (ayrıntı vererek sallıyorum ki anlasınlar salladığımı ve peşimi bıraksınlar)
-ablacım açık net söylüyorum zamanım yok, senin kızın düşük yapmış, bu hafta beyaz renkte kartal bir araba alacaksınız. Daha önce de eşine bağlama büyüsü yapmışsın, zaten işe yaramamış boz onu uğraşma adamla. Size iyi günler.
Bi sonraki gün. kapı çaldı, açtım. Abartısız söylüyorum kafadan 80 insan. Nası bi sallama potansiyelim varsa firesiz hepsi tutmuş. Herkes tanıdıklarına bu olayı anlatmış. Kapıda kuyruk. Muğladan gelen mi ararsın, ıspartadan özürlü çocuğunu getiren mi ararsın. Bi de isim takmışlar fincancı baba diye.
Kapıya çıkıyorum millet elime ayağıma sarılıyor fincancı baba derman diye.
Nasıl tuttu o kadar şey hala anlamadım. Yakın çevrem ikiye bölünmüş durumda.
Kalbi temiz diyenler
Aptala mağlum olur diyenler
Tesadüfün nerelere varacağını göstermek için paylaştım bu anıyı. (şaka değil)
ANILARIM 25
Ömrümde hiç gülmedim diye bir söz var. Ne kadar yalan bir sözdür değil mi?
Haa diiiii yapmayın lisede ön yargılı olmamak konusunda eğitim almadınız mı ha? Gülmedim. Gülemedim. Buyurun 36553194’üncü çapkınlık demesi ve 36553194’üncü o çaresiz bakışlar..
Yani ne yapmalıyım evlilik öncesi sevgililiğe rest çekmek mi gerekir. Can bu, çekiyo. İşte bu psikolojideki bir gün. Program çıkışı bir bayan yolumu kesti.
-merhaba Ahmet
-aha, kadın kadın kadın kadın
-ahmet?
-ha yok bi şey buyurun ne vardı
-ben Gülgün, bu akşamımı sana ayırdım saat problemim yok, istersen uzun süreli bir birlikteliğe başlayabiliriz
-eee, bilmem ki, ikna oldum atla arabaya
Arabaya bindik. Arabayı çalıştırdım. 1. vitese aldım. Gaza ayağımı getirdiğim sırada kadın bana sarıldı. Ya dedim güzelim sabret iki dakika, kafamı kaldırdım arabanın tam önünde elinde bıçak ile bir adam. Tabi o an sahne dondu. Yani adam hareket ediyor, kadın bana sarılmış titriyor ama bende çıt yok. Adamın bağırması ile kendime geldim
-kimsin lağğn sen karımın yanındaaa!
Kimsin lan sen karımın yanında.. bu ne demek. Bu bayan benim karım demek elbette. Durumu toparlamada ihtisasım olduğundan kafamı camdan çıkarıp çok normal bir ses tonuyla, ama o heyecanın verdiği akıl almaz bir gafla;
-ne bağırıyon kardeşim dayısının kızıyım ben
(ne ba-ğı-rı-yon kar-de-şim, DA-YI-SI-NIN KIZIYIM BEN.. Dayısının kızı mı? Korkunun böylesi :)
Adam tüm sinirini unutup yanıma geldi,
-dayısının kı kızı mı? Dedi ve yanımdaki bayana baktı. Ve ömrümü çürüten şu konuşma geçti;
Adam : a pardon ya benzetmişim bu benim karım değil
Bayan : ya sen dayımın kızı mısın manyak herif
Ben : ya adam karım dedi ağzımdan öyle çıktı bi an
Bayan : ne karısı canım travestiyim ben
Sonrasını hatırlamıyorum. Bayılmışım..
:)
ANILARIM 26
Size de oluyor mu bilmiyorum bu çapkınlıklarda şansım hiç tutmuyor. Diğer anıları okumuş kişiler ne derece haklı olduğumu bilirler. Büyük ihtimalle bana acıyan gözlerle bakıyorlar. Bunca talihsiz anıdan sonra intihar etmeli miyim sizce? Aslında evet. Ama o kadar talihsizim ki, şimdi intihar etsem kesin ölmem sakat kalırım. Beni hayatta tutan yegane düşüncedir bu. Ama bu anıdan sonra tekrar bu düşünceyi gözden geçireceğim.
Bir bayanı arabayla bulunduğu yerden alacağım. Ordan bir yemek yiyeceğiz. Romantik bir buluşma olmasına katkı için bir sürpriz yaptım. Kız geldi kapıyı açtı, tam oturacakken koltuğun üstündeki bir buket kırmızı gülü gördü. Sevindi. Çiçek buketini aldı, o da ne? Bir kutu çikolata. Daha da mutlu oldu. Çikolatayı aldı. Aaa.. my love müzik albümü. Duygusallığı zorluyordu kalbi. Albümü aldı. O da ne? Bir küçük kutu. Kesin yüzüktü. Kutuyuda aldı ve arabaya bindi. Bana sarıldı. Kutuyu açtı. Baktı. Baktı. Baktı… Sonra bir tokat atıp beni terk etti.
Aaaa :(( neden ama Ahmet?
Anlamıyorum, bu kadınları anlamıyorum. Ona, onunla geçici düşünmediğimi, ciddi olduğumu ve evlenmek istediğimi anlatmaya çalışmıştım sadece bu armağan ile. Hey, bu kadar uzun ve duygusal bir mesajı tek bir hediye ile nasıl anlatabilir ki insan?
Eee, sen ne aldın ki, kutudan ne çıktı?
Ya şey, ucu delik bir prezervatif..
Neeee, ne var ciddi düşündüğümü göstermek için parfüm mü alsaydım ha. Lanet olsun kimse benimle evlenmiyor
:)