Arabamızı arada bir servise götürürüz, bakım için...Bizi yolda bırakmasın diye.
Ya insan olarak bizim bakımımız ne ? ORUÇ TUTMAK
Ne kadar şanslıyız biz...

Yaradanımız bizi düşünerek yılda bir ay ruh ve bedenimizi bakıma almamızı emretmiş.
Öyle alışmışız ki bu bakıma, bekler olmuşuz yolunu bu ayın...Ramazan ayı, aylardan en çok sevdiğim ay.
İster yaza denk gelsin ister kışa, ne önemi varki...Aynen, sevgiliyle olduktan sonra yerin ve zamanın önemini yitirdiği gibi.

Televizyon kanallarında orucun faziletleriyle ilgili her ramazan programlar olur ve bizler hikaye dinler gibi dinleriz.
Çeşitli sorular gelir hocalarımıza bazen güler bazen ağlarız...Saymakla bitmez faydaları. Hâl böyleyken sinirli olur kimileri.
Oysa oruç yalnızca aç ve susuz kalmaktan ibaret değildir. İrade terbiyesi, duyguları kontrol altına alabilme yeteneğinin gelişmesi.
Sanırım inanarak ve isteyerek oruç tutmak ilk basamak. Kendi isteğimizle yaşamak, bu güzel ayı...

Oruçluyuz diye hiç kimseyi incitmeye, kırmaya ve rahatsız etmeye hakkımız yoktur. Hele hele oruç tutmayanları, tutamayanları
küçümseme gibi bir halde olmamız, ALLAH muhafaza yok ediverir onca ibadet ve Allaha olan yakınlığımızı...
Oruç ahlakıyla donatmalıyız ruhumuzu ve bedenimizi...

1940 Nobel Tıp ödülünü kazanan ünlü bilim adamı, Dr. Alexis Carrel (Aleksi Karel) "L’Hamme, Cet İnconnu" adlı eserinde:
"Oruç sırasında organizmalarda depo edilmiş besin maddelerinin harcandığını,
sonradan bunların yerine yenilerinin geldiğini, böylece bütün vücutta bir yenilenme olduğunu ve
orucun sağlık bakımından çok yararlı olduğunu." söyler.
Orucun faydaları sadece bedenimizle ilgili değildir.
Onun ruhumuzda ve sinir sistemi üzerindeki olumlu etkileri ve bu ibadetten oruçlunun duyduğu iç huzuru,
pek çok manevî rahatsızlığı tedavî ederek kişiye güçlü bir moral kazandırır.
"Oruçta asıl sinir sistemi tam bir rahatlama içindedir.
Bir ibadeti yerine getirme mutluluğu bizdeki gerginliklerin, huzursuzlukların hemen hemen tümünü yok eder.
Günümüzün en önemli iç sorunlarından olan stresler böylece büyük ölçüde kalkar.

Bu, yıllık bakımın bir yıl geçerli olması kendi elimizde, kendi irademizde. Ruh ve bedenimizi kilitlemeliyiz birbirine,
bu ayda yalnızca bu ayda...
Nasılsa diğer aylarda ayrılamayacaklar...Şeytan bile bu aydan korktuğuna göre...

2011 YILI RAMAZANIMIZ MÜBAREK OLSUN...