7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
876
Okunma
Yine o heyecan içimi tekmeliyor; doğmak üzere olan bir çocuğun sabırsızlığı gibi.. İstasyondayım. Trenin kalkış saatini bekliyorum. Parlak zeminli geniş alanda dört dönerken. Zamanı itelemek istiyorum hemen gelsin diye. Ben mutlu bir tren yolcusu olacağımı çok önceden biliyordum. Tren yolculukları ölümsüz bir arzudur bende. Tren, dumanı coşkularımda tüten tükenmeyecek bir sevgilidir benim için…
Vakit geldi. Tren rayında bekler beni. Sanki ilk defa binermişim gibi aynı soluksuz, dalgalı heyecanlar üstümde. İçimde...
Trendeyim… Beşinci vagonda… Ama yaşamın kaçıncı vagonundayım bilmiyorum. Ortak yönlerimiz var trenle. Aynı raydayız o da bende, şimdilik nereye gideceğimizi biliyoruz. Onun da benim de dumanı kirlenmemiş aşklarımız var.... Rayında, makasları olan, dumanı gökyüzüne dağılan, ara istasyonları olan….
Çocuk kitaplarındaki o masum tınıyla : Çuf çuf çuf çuf çuf …
Bazen kıskanırım trenleri. Tepelerle, ovalarla, ağaçlarla eski ahbaptır. Pek bir sevişirler, konuşurlar birbirleriyle. Birbirlerinin hallerini, hatırlarını sorarlar. Özlerler birbirlerini…
Trenin yemek yenilen lokanta kısmına geçtim. Boş masalardan birine oturdum. Kağıdım ve kalemim bir nefer gibi yapışık ellerime. Sigara paketimi ve çakmağımı masanın üstüne koydum.
Yavaş yavaş masalar dolmaya başladı. Bilenler bilir. Her bir masa dört kişiliktir. Her bir masa muhabbet yuvasıdır. Her bir masa düşlerin,cümlelerin ilk defa görülen yüzlerle pay edildiği küçük öykülerdir..
Masalar doldu. Masam doldu. Cam kenarındayım. Sol yanımda ve çaprazımda orta yaşlı iki adam ve karşımda Otuzlu yaşlarda olduğunu tahmin ettiğim bir kadın. Bir süre kokladık birbirimizi, göz süzdük. Sonra belli belirsiz konuşmalar, sigara dumanı arasına karışan gürültüler…
Umursamıyormuşum gibi yapıyorum yanı başımda uçuşan cümleleri. Kalemim elimde bir şeyler yazmaya çalışıyorum, belki bir şiir:
Dumanı ağlarken
Vagon boyu aşıklar
Kara tren mavileşir
Bir yaz öyküsünde
İstasyonlar ürüyor
Her iklimde
Yeni özlemleriyle
Ve hızlanırken tren
Bir sevgili çıkardı kalbini
Uzattı pencereden bakan yarine ;
“Al bu senindir,çarptıkça seni düşlediğimi anarsın” dedi.
Ve tren bulut oldu
Katarındaki bir sevgili kalbiyle…
Böyle anlarda geçmişi tüm ağırlığıyla sırtımda hissediyorum. Ama ruhumu yormayan bir ağırlık bu. Böyle anlarda çoğul duygulara sahip oluyorum. Hem coşkulu hem durgun, hem mutlu hem hüzünlü…
Tren gidiyor, içinde ben… Umutlarıma doğru gidiyorum. Vardan yok, yoktan var ettiğim umutlarıma. Zaman ve tren aynı rayda ilerliyorlar. Tren gidiyor, içinde ben. Yaşayacağım anlara gidiyorum. Yaşamak istediğim anlara…
Gülüşüyorlar, konuşuyorlar yanı başımdakiler. Biramdan bir yudum daha alıp devam ediyorum yazmaya :
Vardır her öykünün kalbi
Ancak öyküye ışık sızdığında
Coşkuyla çarpar kalpler
Benim tutkularım düşlerim
Düşlerim çocuk gibidirler
Düşerler yara bere içinde kalırlar
Ama yine de gülümserler
Hele de trendeysem
Eskimeyecek biliyorum
Benim bu güzel tren sevdam…
Trendeyim. Kalbimde yaz çırpıntısı. Tatlı bir düş olmalı bunun adı. İnanıyorum “sevmek yaşamaktır” cümlesine. Devam ediyorum yazmaya :
Özlüyorum
Gelincikleri
Tatlı tatlı esen düşleri
Rüzgara karışan mektupları…
Trendeyim… Ya da…
Ya da keşke şimdi trende olsaydım…
Oktay Coşar