5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1631
Okunma

gecede
yağmur ılıklığında sokaklar
ellerim ceplerimde
yürümekteyim…
ekseri fakir mahalleler…
çocukların soluk yüzlerinde,
dolaşık saçlarında
yokluğun esamisi…
çocuklar çekingen gülüşleri gamzelerinde gizli
kapı ardına saklanıp
ürkek baktıkça
seni hatırlatıyorlar.
ben bu yoksul sokaklara
bu çocukların kirli tırnaklarına
ben gökyüzünün ıslığına…
ıslak yıldızlara…
ben yağmur sonrası kaldırım taşlarına,
saçına düşmüş ilk aklara
ben sana
senin bile dokunamayacağın
kirletemeyeceğin
sana
yazıyorum bu satırları…
şiir
içine tükürdüğüm şiir bile
sensizliği yazmaya direniyor da
duruyor bembeyaz kağıtlar boyu
yalnızlığın kıyamına
aşk’la kol kola…
ben yanından geçtiğim mezarlık gibi
se(n)ssizim bu gece
öyle ki
yaprak düşse içimde
kulak zarım patlayacak….
zihnim yorgun…
sensiz
çalar saatlerin
radyonun
şarkıların
yılan gibi kıvrılıp akan zamanın
dünün
mesela bugünün hangi gün olduğunun
bir anlamını bulamadım.
sen yoksan,
mesafelerin
mazinin ve atinin
gereğini anlamadım.
yürüyorum
lirik gölgem yol boyu tek aşinam…
köpek havlamaları yankılanıyor gecede
tak tak ayak seslerim karanlığın içinde
yoksun
cinnetinin bu en son perdesinde
kalem söz namlusunu şakağıma dayıyor
terk ettiğin gözlerim nefretle tebessümde…
“Allahüekbeeeeeerr !”
GILS’ DEN ÖMRÜNÜN SAHİBİNE…