Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
HakkınSesi
HakkınSesi

Yazarın Aşk Sancıları

Yorum

Yazarın Aşk Sancıları

8

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1594

Okunma

Yazarın Aşk Sancıları

Yazarın Aşk Sancıları






Aşkın ne hali varsa görsün! Aşk, olmuşsa eğer kapitalin hayat adına kopçası ve benliğin tatminkârlığını gücendirmemek uğruna yürek kanıyorsa o masala ait hülyalarda, bırakın da siz aşkı değil; aşk sizi bulsun! Ne de olsa aşk, edebi bir eserin son cümlesini ilk başta söylemek kadar garip…



Ve sen!

Evet, sana sesleniyorum, yazar!

Aşkın geceleri lanetlemiş umutlarında yazadurdun hep. Kanayan bir yürek buldun sözlerinin arasından. İhanetin müşkül şafaklarında bir çığlık atıp, kimsenin duyamayacağı kadar büyük bir ses oldun. Dokunulması hür, günahkâr parmak uçlarınla, yazın sıcak gecelerine ait ay ışığı ‘bab-ı akser’ makamında, yastığının deterjan kokularında kanını içen katiller buldun.



Kınalı ellerinde genç kızların ağıdını yakıp;
kimseler sesini duymadan,
kimseler yakarışını işitmeden,
kimseleri gözlerini ağlatmadan,
kaçıverdin yaşamak kavgasından!



Her sabah haşyetinde mistik bir ışık arayıp durdun. Derin uykularında mühürlü günahlar işlerken insanlar, şehrin efsunu yitik sokaklarında kendinle buluştun. Kuşların ötüşünü dinlerken serin sular misali, öldün her seferinde sevgilerin yırtık acılarında ve öyle bildin yaşamak denen yaşlı çocuğu kucağında.



Şehrin sokaklarında siyah deri bir çantaya rast gelip;
kimseler çantaya ellemeden,
kimseler seni görmeden,
kimseler hırsız diye söylenmeden,
kaçıverdin yaşamak kavgasından!




Kirli mabetlerinde yüz sürenler gördün gün aşırı. Silinen ve dirilmeyen ruhlar besledin kafeslerinde. Hiç kimsenin sevemeyeceği kadar çok sevdin kendini, bu yüzden seven biri bulamadın kendin kadar yüreğini. Defalarca yanağını silip tuzlu yaşlarının ardından, bir kitap açtın pencerenin kenarında gün ışığı damlarken. Görmek istemeyecekleri bir hayat sundun hamamböceklerine, terleten yaz günlerini sıkıverdikten sonra ilham leğenlerine.



Eksik rekatlarında namazları yamalı tövbeler edip;
kimseler nasihat etmeden,
kimseler fark etmeden,
kimseler imanına sövmeden,
kaçıverdin yaşamak kavgasından!




Fitili durgun denizlerde karşı kıyaya kürek çeken çocukları, al al yanaklarından tanıdın heyecanları aşarken ulu dağları. Dili yabancı ezgilerde kendini buldun geceler boyu. Senin olmayan güzellikleri kıskanmadan ısıtıp suyu, koydun en lezzetli çayından iki yemek kaşığı demliğine. Hiçbir ideoloji giremedi dış kapının mandalından. Bir hikâye tutturdun kendi başına yıllarca. Mürekkebin sıkılmadan sayfalarca düşüncelerini yazıverdi. Döküverdin kâğıtların üzerine, bazen siyah bazen de mavi. Ne sen sordun hatrı olanları ne de seni sordu hiçbiri. Kayığına su alan ucuz bir miço kadar güçlüyken kolların, süprüntü kurallarında takmadın ezberci, faşist muallimleri. Sessiz bir liman olup, kimi zaman gözlerin kayıtsız bakışlarında, kimi zaman da çağladın çokbilmişliğin arsız kıyısında.



Kırık bardağınla dudaklarını kanatarak içip;
kimseler yapma demeden,
kimseler çare bulmadan,
kimseler ses çıkarmadan,
kaçıverdin yaşamak kavgasından!




Dokundun mabeynine kirli sutyenler düşmüş şehrin, şafağından silinen bir türkü oluverirken sabahlar. Esrik anlamsızlığın ellerinde sallanan yakarışlarını, çoğu zaman paketini dahi açmadan atıverdin tekrar ve döküverdin ceplerinden çocukluğuna dair hatıraları. Gece lalelerinde karıncaların adımlarını sayıp, hece hece klasikleri geçiverdikten sonra kâğıtlarına, tundralarda piyesi sosyalist bir mavinin kapağında
gerilmiş düşselliğin ritimsiz ölümlerini, incitmeden rengârenk bir kelebeğin narin kanadı gibi, gözlerine akseden güneşin çocuklarını mistik tuvallerin sarımtırak rüyalarında en pastel renklerinle boyadın.




Şarkıların ah-u zarlarında her gece yedi iklimler eskitip;
kimseler arka çıkmadan,
kimseler vaaz çekmeden,
kimseler merak etmeden,
kaçıverdin yaşamak kavgasından!



Zillet kalırken susmayan isyanların mavera aşkında, nöbetlerinde dermanı olmayan yaralar kanattın dünyada. Ses çıkmasın deyip gecelere sığınırken sözsüz dualarla, aruzsuz mısraların lanetinde kirlenen yastık üstlerini yırtıverdin.


Hiç olmadık bir buluta yaslayıp gözlerini, olmadık hayallerden kaçıverdin her defasında. Bu yüzden anlaşılmaktan çok öte, anlamak istedin aşk denen sahipsiz aşifteyi, herkes uyurken mışıl mışıl yatağında.

...



Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yazarın aşk sancıları Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yazarın aşk sancıları yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yazarın Aşk Sancıları yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Müjgan Akyüz
Müjgan Akyüz, @mujganakyuz
2.8.2011 19:13:05
Zevkle okudum, teşekkürler emeğe
hayırlı ramazanlar, selamlarla
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
29.7.2011 19:48:44
aşk neler yazdırır
güzeldi kutlarım yazan kalemi saygı ve dualarla
Nil Gün
Nil Gün, @coldeki-kelebek
29.7.2011 17:38:16
10 puan verdi
Aşkın da hayatın da tabiatını iyi bilen yazarlar
çoğu olgunun çok uzağında ama ta içinde olurlar.Sancıları çok!

Tebrik ve sevgiler
aemin
aemin, @aemin
29.7.2011 17:29:19
:))) ince bir yazı guzel olmuş emek kokuyor satırlar saygı ile
Silence
Silence, @silence
29.7.2011 14:17:23
O sancıyı seviyoruz.

Tebrikler cocuk !...
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik, @lacivertignedenlik
29.7.2011 12:38:40
10 puan verdi
bir kafes bulmuşsun kendine

.

güzel
Mehtap ALTAN
Mehtap ALTAN, @mehtapaltan
29.7.2011 11:55:06
10 puan verdi
Yaşamak kavgasından vazgeçmek aşkın şiir durağında ruhunu emzirmektir aslında...

Sevgiler...
Ülviye Yaldızlıı
Ülviye Yaldızlıı, @ulviye-yaldizlii
29.7.2011 08:35:12
Yazarlarda aşk sancısı çekermiymiş?

Bunu yazarak en aza indirgerlerler muhtemelen.Öyle olmalı.Ben öyle düşünüyorum ,en azından...

Yoksa terzinin kendi söküğünü dikememesi olayı mı?

Sanmıyorum.Olabilir mi?

Ne diyeyim o vakit.Aşk sancısı çekmekte en çok yazara yaraşır...:)
Selam ile...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL