3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1481
Okunma
....kelimeler ağlamaklı artık dokunduğumda.
Bir yazı sondan başlar mı? Artık söylenecek pek de o kadar bir şey kalmadı bu sürgün diyarda, sensizliğe mahpus zamanlarda. Kimsin, var mısın, yok musun, bir serap mısın yoksa görülen?
Belki de bilmeden yaşamak gerek bazı şeyleri ve ardını aramadan. Korkusuzca tırmanmalı o merdivenden. seni bir yalnızlığın ortasındayken bulmuştum, yüreğimin daraldığı anda, sıratta yürürken tam düştüm dediğim zamanda uzanmıştı elin ve dokunmuştu tenime tenin. Bir başkaydı artık yürümek o köprüde. Bir başkaydın artık benim kalbimde. Daha az korkuyordum, adımları daha emin atıyordum, daha emiin adımlarla yürüyordum. Çünkü içimde sonsuz bir aşk vardı o KILDAN İNCE KILIÇTAN KESKİN yolda. Önüme bile bakmadan yürüyebiliyordum. Gözlerinle görüyor, ayaklarınla yürüyor, nefesinle yaşıyordum.
İşte böyleydik sen de ben de hayat arkadaşım.
İşte böyleydin sen bende hayasız arkadaşım.
Hani hatırlar mısın sen de bilmem. İlk tanışmamızda ben sadece zeytin gözlerine dalmıştım sen konuşurken. Ne sen susuyordun ne de ben bıkıyordum sana bakmaktan. işte, yıllar sonra bir gerçeği itiraf edeyim hiçbir yalan kalmasın bu aşkta. ben seni dinlemedim hiç o gün. Ben gözlerinde aşkı ararken sen bazı sözcükler sarf ediyordun ve hala bilmiyorum. Hani zaman zaman hatırlıyor musun o günü diye sorardın ya, hep geçiştirirdim ben de. Ve bir bilgisayar ekranından zorla söylettirmiştin ya bana seni ne kadar sevdiğimi. Sen kaçamak cevaplar sarf etmeye başlamıştın ondan sonra. Cevabını bulmaya çalıştığın şey artık senden de cevap istiyordu. Ondan sonra söylettiğine pişman olduğunu da biliyordum. Ve nedense herkes karşıydı bu aşka. Kim bilir belki de herkes haklıydı bir yanlış olan bendim. Ama ne edeyim yüreğime ihanet edemezdim ki! Kimsin, nesin o kadar da önemli değildi artık. Sevmek seni doya doya, kana kana sevmek seni yeterdi bana.Ve başladık.
Evet gülüm, yıllanan bir aşk...
Gittikçe uzaklaştık tarifsiz sebeplerden. soygunlar başladı önce kalbimizde. Adını sanını bilmediğimiz hırsızlar dadandı hayatımıza. Çirkef sözler yer aldı artık sevgi sözcüklerinin yerini. Hangi vijdansız ruh sana bu yolu gösterdi bilmiyorum. Şimdi çok uzaklardayız birbirimize aynı şehirde olsak da. Ve birliktelik takvimimizin tüm mevsimleri birden hazana dayayıverdi. Tek yaşanan eylül renkli hüzünler. Ve kök salacak derken yaprak dökmeye başladı bu aşk. İlmek ilmek, nokta nokta nakışlandı birbirimizsizlik zihnimize. Evet güzel gözlüm kaybettik ikimizde.
Şimdi uzak yürek aralıklarındayız. Kırıntılar kalmış mı sen de bılmıyorum; ama sanırım kırıntılar daha fazla can acıtıyor.
İşte bir tanem, belki hiç duymayacaksın bu sözleri. belki hiç okuyamayacaksın ama yine de bilmesinde yarar vardır en azından bir beyaz kağıdın bir biten aşkın serüvenini. Ve bir Yavuz Bingöl türküsüyle başlayan o sorgu kabul etmeyen aşk bir mahkeme salonunda
’Gereği Düşünüldü’
Diye bitmiş olsa da böyle bir cümle hiç yakışmaz bu aşka. İyisi mi yarım bir ezgi gibi gelse de artık, bir sevda terennümü ile bitirmek daha asilcedir, belki böylece aşk incinmez.
Gidince biter sandım aldandım
Gidince diner sandım yanıldım
Bitmedi bitmedi
Sen hep aklımda kaldın
Bitmedi bitmedi
Sen hep aklımda kaldın
Sen şimdi yağmurda rüzgardasın
Sen şimdi güneşle canımdasın
Üzme eksilirim
Üzme azalırım
Üzme sevdiğim üzme
Sen şimdi tenimde içimdesin
Sen şimdi günümde gecemdesin
Sözümde hecemdesin
......
Sen şimdi gülerken hüzündesin
Sen şimdi yaş oldun gözümdesin
Bitmedi .....
(Yavuz BİNGÖL)
Elveda sevdiğim, bu sefer sonsuza dek!