hayrettin taylan


Buhurun buluta yükselişiyim sanki.Nadaslarımı özlemişçesine umutlar sızar yüreğime. Ve en senden, bir kadime meftun kalıyor kalışım.
İmla hatalarımı dinleyen bir yazgıcının dilindeyim.Çekilmemiş bir karemiz varmış.

- Vaziyetlerin dili suskun.Bir bekleyiş ummanı uzatır umduklarımı.
Kızıldeniz’de beklemekteyim sen Musa’nın kızısın diye.Ben Firavunluktan çıkalı çok oldu.Sana gelmek içindi döngülerim.
-Eski yazıtların dilinde eski yaşadıklarımız okunur.
Susar su.
Özler seni dalgalarımın algısı.Kim ile kimlik arasına sızar içtepik söylemlerin.
-Beni ıslatır damlaların.Kendimden gidişlerin günleri bin kez beni eritir cemalinin uğrunda.
-Senmişsin son melek . Kırdığım kanatların bende. Bir çocuk masalı kadar masumdur özleyişim.Peri olarak ağlıyorsun sensiz her gecemde.
Ruhunun oyuncaklarını kırarak avundum bitmez tükenmez vuslatında.Baharı yakarak hep yazını bekledim yazgının kuyruk sokumunda.

-Başlamak istiyorum çocuk masalına.Bir kadın çocuktur, en güzel masallarda yaşamak ister.Bir kadın aşktır, en güzel aşkın bulutları üstünde yürümek ister.
-Bir kadın kadındır, kadın olmak ister erkeğinin güven denizlerinde.
Yüzmek ister özel sevgisinin köpükleri arasında. Boğulmayı istemez hiçbir zaman.Ki yüzdüğü denizde erkeği Yunus’tur bekler onu.
-Yunus’un sahilde .Oysa denizde olup sevgi kulaçlarını yaşamak ister.

-Firari ömrün hangi dalgası arasında hayal ettiklerimiz gerçeğe ayna olur ki?
-Yalnızlığın da sorumluluğunda bir sürecin süzgeciyim. Beni senden sızamadı gidişler.
-Alıştırmalar yapamadım gitmelerinden.Hep bir gün gelmelerinin sayfasındasındaydım.
-Sayfa sen ile sayfa hep sen arasında kaldı ömrümün öğrenciliği.
Senden kaldığım için içsel bir melek diledim “Esma “ güncüllerinde.
-İçimin atomları parçalanmıştı.Canhıraşın temsilcisiydim yaryüzünde.
Yaralı bir maşuğun Şems haliydim. Ve beklenmedik bir rüyadan da öte bir rastlantıya kafiyelendim.
-Şiir şiir aktı aramızda.Aramızda sen yoktun, senden olan her şey vardı.
Dize dize , dizlerine kapanırcasına sen destanını okuyordum, yürek güneşine.
-İkimiz de seni sen kadar tanıyorduk.Tanıdık alıştırmalar yapıyorduk
Ay ile şem arasında .
-
Gidişlerin soğukluğunda ısınıyordu ruhumun buzulları.Erimek istiyorcasına aşkının şemine ay oluyorlardı.
- Bir kalpte yaşamanın adresiydi .Aşka çevrilmeyecek yabancı umutlarım yoktu.
-Yoktu gidişinin çevirisi. Anlatılmazdı da .Hiç çevrilmeyen ama önemli bir yazıt gibi yanı başımda duran kitabeydin.
-Uğurları bağlayan bir boğaz gibiydi sonun da okyanusa açıktı.

Ah,işte ben, gözlerinde damlalar sunduğun yüreği sen denizi ben.
Ah , işte ben,her gece ayı sana benzeten vicdani sana mumyalı yaralı bir Yusuf.

Gül kokan ömrünün dikenleri arasında gülüşüne hasret özlem ermişiyim.

-Susmanın suları akar, yıkar bendimi.Kendime gelişlerin iklimini görmedin.Sen hep değişmez, uslanmaz sandın.
-İşte göremedin, yaşayamadın, bu new-enist maşuğu.

İmkansızlığın rahminde mümkünler doğurmaya hazır.Sen kaderime bebek hayalisin.
Bu cehennem benden değil. Haydi cennetini ısmarla Kevser sonrasızlığma.

-Spermlerin yaktığı arzu ormanlarının bekçisi değilim.Haz çerçiliği
yaptıran ömrün gelgiti değilim.
-Ben şimdi ben’den, sen’e yeniden doğmuş özler sunan aşkın masum bebeğiyim.
-Bir aşk masalının ortasında ağlayan Keloğlanım .
Heybemde sen, solumda sen, içimde sen.
Ey aşkın padişahı! Kızın Nazlıcan’ın nazlı canında yaşamaya geledim.
-Kutsi ihanet defterimi yakarak , sözsüz dünyanın romanında
Baş başa , baş rolde yazılmaya geldim.
-

-Doğmamış günlerimi paklayarak paketledim senli demlere.Siyah giyinişlerin uzak kalışlarında değilim.

-Bembeyazdan nura, nurdan ,öze, özden töze, tözden hep sen’e
Tümlenen bir tamlamanın sen haliyim.
-Sevmeyen bilmez bu aşk tamlamasını.Bu isimler konusuna iyi çalışmak lazım mış.
-Esma , yalnız bir isim değilmiş. Esmalar: İsimler değilmiş yeni anladım.

-Sana geldim ilk günden daha istekli, farklı, aşki atomlarımla.Geri kalan ömrünü yaşatacak bütün tekil istemlerinle.
Sana geldim yağmur ,su, söz,aşk sol cebimde.Bir ölüyü diriltme hamlesi gibi.Oysa sen İsa’nın kızısın.Ve bu aşk ölüsünü yalnız diriltebilirsin. Ya da gayrı gel göm beni bahtının en derinliğine.
-Sensiz yaşadığım ölümcül her günün sonunda yaşam deruhte değil.

-Her gece bu aşkla uzaya çıkıyorum.Ay yüzünü görmek için her gece aydayım.Dünya umurumda değil.


Parola: Gelişin gidişine benzemiyor.Bütün gidişler aşka.Bu yeniden gelişler b’aşka.
Sığıntı ile ümidin rüyası olan aşkına p’aklanıyorum.
Artık gelmesen de olur.
-Ama sen yine de gel.
Bu çocuk yüreğe ömründen masallar anlat. Gözbebeklerin aşk bebeğime anlatsın bakışıyla tatlı rüyalar.

-Gel ki ecelle sen arasındaki zebaniler de gitsin.
İçinden yüzülen o derin edebi veçhenin sahilinde kalayım.

-Gel ki içimde sarhoş olmuş y’elleri sustur .
Bu melankolinin kolisini taşıyamaz oldum aşk hamallığım.